Toplumsal Bilinç Alanı & Türkiye Tekamülü

Toplum denildiğinde, bir arada, ortak değerler çatısı altında yaşayan insanlar akla gelir. Bu altında yaşanılan çatı; ülkenin değerleri, farkındalık biçimi, öğretilerinin genel bir toplamıdır. Bu toplam üzerinde gerçekleşen değişiklikler ve dönüşümler, toplumun ne derece evrimleştiğini bizlere anlatır.

Şayet toplumda herhangi bir noktada blokaj mevcutsa, bu ilerlemenin önünde büyük bir engel teşkil edebilir. Bu blokaj, herhangi bir gelenek, inanç, öğreti, yaklaşım, model olabilir. Toplum, evriminin yükselişinde veya düşüşünde bu blokaj veya açılımlara göre hareket etmektedir.

Zaman zaman toplumların bilincinde düşüş, zaman zaman da yükseliş gerçekleşir. Önemli olan burada gerçekleşen yükselişin kararlı olmasıdır, yoksa bu sadece geçici bir ziyaret gibidir. Zira toplumsal refah düzeyleri oynaktır, ama genellikle belli bir bilinç düzeyini sabiti olarak tanır. Eğer çok ciddi bir düşüş veya yükseliş yaşandıysa bunlar toplumun sınavları olarak görülmelidir. Ciddi yükselişler ne kadar iyi de olsa, Satürnyen öğretinin hedefi olacaktır. Satürn, sorumluluk almayı, elde tutabilmeyi ve o bilincin gerçek birer temsilcisi olmayı yeğler. Bir hevesle ya da bir deneme ile gerçekten o farkındalığı en küçük aile gruplarına dahi geçiremediğinde veya bunda kararlı olmadığında toplum tekrar düşmeye meyledebilmektedir.

Toplumsal Bilinç kavramı da burada ortaya çıkar. Bu, Toplumun evrimidir. Bu evrimsel süreçte nerede olduğu, içinde yaşayan en ufak bir yapının kalitesini, sağlığını ciddi oranda etkileyebilir. Toplumsal bilinç ortalaması yüksek ise, bilinci düşük bireylerin bu ortak havuzdan ilham alarak, beslenerek yükselişe geçtiklerine şahit olabiliriz. Ama bu ortalama şayet bireyin kendi bilincinin düzeyinden düşük bir yerdeyse, o zaman da o toplum içinde yaşamak zarar verici, hatta hasta edici boyutlara gelebilir. Bunun olmaması için, bireyin kendi benliğinde güçlü durabilmeyi öğrenmesi, toplumdaki konumunun bilincine ermesi gerekir.

Bilinç, insanın bu hayatta bulunmasının temel motivasyonudur. Hangi bilinç düzeyinde olduğu, kişinin ruhunun tekamülüne işaret edebilir. Zira Bilinç, ruhsal bir idraktir. Bir şeyi bilmek ile bilince getirmek arasındaki temel fark buradan doğar. O şeyin hissine varmak da denilebilir. Bir şeyi gerçekten bilmek için, sadece entelektüel düzeyde sahip olmak yeterli değildir. Sevginin olduğunu bilmek, korku frekansında yaşayan birisi için anlamsızdır.

Öyleyse, herkesin ihtiyacı olan temel şey, bilincin üst veçhelerine uyanmaktır. Kimse alt veçhelerin yarattığı acıyı hayatında tutmak istemez, yine de mevcut öğrenim alanı bu olduğu için kendisini bilerek ya da bilmeyerek burada tutmaya meyleder.

Bunun için, her şeyden önce bireyin kendi konumunu keşfetmiş olması gerekir. Kişi kendi sabiti olan bilinç düzeyini kabullenmeden, bir üst düzeyi sabiti yapması gerektiğini anlaması zaman israfı olacaktır. Dr. Hawkins’e göre bir insan, idrakli bir çabayla bilincinin üst katmanlarına ulaşmayı seçmediğinde bir ömür içinde en fazla %5 oranında bir bilinç sıçraması yaşamaktadır.

Dr. David Hawkins’in Bilinç Haritası, bu konuda ihtiyaç duyulan farkındalığı edinmek için çok önemlidir.

Dr. David Hawkins (M.D. Ph.D)’in Bilinç Haritasının nasıl keşfedildiği, bu düzeylerin manaları ya da durumların, bireylerin bilinç kalibrasyonunun nasıl yapıldığını anlatmak bu yazının kapsamı değildir. (Konu çok kapsamlı) Bu yazıda, beraber Türkiye’deki toplumsal bilince ışık tutacağız ve onun yükselişine nasıl katkı olabiliriz irdeleyeceğiz. Yazıda sağlanan bilinç verileri, Dr. Hawkins’in öğretmiş olduğu yöntemler ışığında elde edilmiştir. Paylaşılanların tümü, bilinç haritasının bizlere öğrettikleriyle elde edilen verilere dayanan bilimsel tespit ve önerilerdir.

Bilinç Haritası’nı bireysel anlamda kendimizi anlamak için kullanabildiğimiz gibi, toplumsal meseleleri anlamak için de kullanabilmekteyiz.

Dr. Hawkins, bu pratik araçla, birçok konuyu analiz etmenin ve elde edilen sonuçlara dikkat etmenin dahi bilinç seviyesinde ciddi açılımlar yaratabildiğini fark etmiştir. Bir şeyin neden öyle olduğunun bilincine varmak; umutsuzluk ya da kaygı halinden çıkmak için hayatidir. İnsanı olumsuz duygulara çeken en temel şey, neyin neden olduğunu bilmemesidir. Astroloji ve benzeri sistemlerle konuyu çeşitli şekillerde okusak bile, açık, basit ve tek kelimeye sığabilecek netlik sunmak Bilinç Haritası ile mümkündür.

Türkiye’nin Kalibrasyon Değeri: 210

KALİBRASYONU YAPILAN İLKALİBRASYON DEĞERİ
İSTANBUL210
İZMİR260
MUĞLA230
MARDİN140
KARS80
SİVAS190
ANKARA190
KONYA310
MARMARA BÖLGESİ220
EGE BÖLGESİ220
AKDENİZ BÖLGESİ210
KARADENİZ BÖLGESİ190
İÇ ANADOLU BÖLGESİ150
DOĞU ANADOLU BÖLGESİ130
Tablo 1: Çeşitli İller ve Bölgelerin Kalibrasyon Tablosu

210’luk bir kalibrasyon değeri, ülkemizde en baskın çıkan Bilinç düzeyine işaret etmektedir. Yapılan kalibrasyonlar sonucu görüldüğü kadarıyla bunda İstanbul’un büyük payı mevcut. Nitekim İstanbul’un kalibrasyonunun da 210 olduğunu görüyoruz. (Bu belki de ülkenin genel bilincinin başkenti olduğu anlamına gelebilir.)

Diğer illere ya da bölgelere baktığımızda, 210’un üstünü veya altını bulabiliriz. Böyle bir durumda, yüksek kalibrasyonlu bölgeler ülkenin şifacısı görevi görür. Düşük kalibrasyonlu bölgeler ise yüksek bilinç alanının desteği ile iyileşmeyi deneyimleyecektir. Yüksek bilinç, düşük bilinç alanlarını dönüştürmek üzere adım adım tesir edecektir. Aslında bir şey yapması bile gerekmez, çünkü kolektif alanda bulunan bu bilgi adım adım o bilgiyi de kendisiyle beraber yukarı çekmek durumundadır.

200’ün aşağısı, yıkıcı ego temelli, hayatta kalma içgüdülerini yaşamın odak noktası almayı ifade eder; Gurur, Öfke, Arzu, Korku ve onun da aşağısı olan katmanda, Keder, Duyumsamazlık, Suçluluk, Utanç hali ana yaşam bilinci olarak deneyimlenir. 200’ün altında yaşayan toplumlar, herhangi bir gelişme gösteremez ve karanlık çağı yaşarlar. Keza dış dünyaya açılmak zordur. 200 ise tam sınırı ifade eder, yükselme ve düşme ihtimali eşit orandadır.

Ülkemiz günümüzde, 200 sınırının biraz üzeri olan 210’u temel bilinç düzeyi olarak deneyimlemektedir. Elbette temel bilinç güvenli limandır ama onun aşağısına ve üstüne temas etmek mümkündür. Zamanla onun çok aşağısına düştüğümüzü hissedebilir zamanla da onun üstüne yükseldiğimizi duyumsayabiliriz – ülkedeki gündemlerle. Yine de ülkeyi ve toplumu ayakta tutan, umut etmesini sağlayan bu içsel olarak sistemimize tanımlanmış Olumlama/Cesaretlendirme bilinci her daim mevcuttur.

(Mart 2023 olarak düşündüğümüzde, ülkenin genel bilinç düzeyinin daha aşağıda duyumsandığını ve 195 olarak ölçüldüğünü görüyoruz. En yakın zamanda tekrar toparlamasını umut ediyoruz.)

Bu yazıda, ülkedeki refah düzeyi ile bilinç düzeyi arasındaki bağlantıyı sizlere açıklayacağım.

TÜİK verilerini baz aldığım araştırmaya göre;

İstatistik YılıMutluluk Oranıİşsizlik OranıYoksulluk Oranı
2011%63%9.8%2.79
2022%49.3%12%15
Tablo 2: TÜİK verilerine göre toplumsal durum

TÜİK’in aktardığı verilerde 10 yıllık sürecin ülke üzerindeki etkisini istatistiki olarak görebilmekteyiz. Bir sebepten, 10 yıl içinde büyük bir düşüş olduğu anlaşılıyor. %1’lik bir değişim ülke nüfusunu göz önüne alınca çok büyük bir orandır ki %14’lük bir mutluluk kaybı mevcut.

Ve şimdi de, bu veriler ışığında, bilinç düzeyindeki hareketlenmeyi % karşılıklarına bakarak gözlemleyelim;

Bilinç DüzeyiİşsizlikYoksullukMutlulukSuç Oranı
600+%0%0%100%0
500-600%0%0%98%0.5
400-500%2%0.5%79%2
300-400%7%1%70%5
200-300%8%1.5%60%9
100-200%50%22%15%50
50-100%75%40%2%91
50 altı%97%65%0%99
Tablo 3: Bilinç Düzeyleri ve Toplumsal Problemlerle İlişkileri (Hawkins, 2005)

Görüldüğü gibi, 2011 yılında TÜİKten aldığımız %ler ile Dr. Hawkins’in bizlere tablo olarak verdiği veriler birbirleriyle örtüşüyor. Dolayısıyla, 2011 yılında ülkemizin 200-300 aralığında olduğunu söyleyebiliyoruz.

2021’de ise durum biraz değişiyor ve 200-300 tablosu ile 100-200 tablosu arasında bir yerde buluyoruz kendimizi. Yoksulluk oranının en güçlü belirteç olduğunu görüyoruz. Öyleyse, ilk olarak ekonominin ve maddi durumun etkilendiğini, daha sonrasında psikolojik olarak adım adım aşağı çekildiğimizi söyleyebiliriz. Henüz işten çıkarmaya varacak bir farkındalık gelişmediği için o da henüz 200-300 sınırında seyretmiş olabilir.

Ülkenin bilinç düzeyinin (2022 için) 210 olduğunun onayını buradan alıyoruz. Ve aşağıya düşme riskini fark ediyoruz.

(Yazının buraya kadarki bölümü Nisan 2022’de yazıldı.)

TÜİK’in Şubat 2023’te yayımladığı araştırmada ise;
Mutluluk oranı %49.7

Şu an için güncel bir araştırma olmasa da yaşanılan büyük travma nedeniyle ülke bilincinin düşüşte olduğunu herkes söyleyebilir.

Tablo 1‘de belirttiğim şehir ölçümlerinde bir değişiklik olmasa da, ülke bilincinin 195’e gerilediğini ölçümlemekteyiz. Tablo 3‘te ise 200 altına düşmenin potansiyel sonuçlarını görmekte olduğumuz için gereken önlemleri almamız şarttır.

Elbette bunun için alabileceğimiz en büyük önlem ve uygulayabileceğimiz ilkyardım, kendi bilincimizi olabildiğince yüksek tutmaktır. Şayet bizler bu süreçte güçlü durabilirsek, diğerlerinin tekrar eski ruhsal sıhhatine kavuşmasına katkı olabilir ve ülkenin refahını koruyabiliriz.

İşte, bu her birimize düşen misyonun ne denli önemli olduğunun apaçık delilidir.

Bilhassa büyük şehirlerin diğer şehirleri iyileştiren merkezler olması gibi, her birimiz bir tür bilinç anteni olarak ihtiyaç sahibi varlıkları daha yukarıya çekmekteyiz. (Empat (250+) ve yıldıztohumu (350+) bireylerin varlığı bu nedenle çok önemlidir.)

Büyük kriz anlarında, öfkeye, umutsuzluğa, korkuya kapılmanın faydadan çok zararlı olduğunu sadece bilinç haritasına bakarak bile anlayabiliriz. Öyleyse, kendimizi aşağının tam tersi istikamette, yukarıya yöneltmeli, bu kriz anını daha yoğun bir şefkat alanı yaratmak için fırsat bilmeliyiz. Böylelikle kısa süreçte ülke bilincinin 200 üzerine dönmesi mümkün olabilir. Zira, şehirlerin bilincinde bir düşüş yaşanmaması, gerçek bir düşüşten ziyade bunun travmatik, zorlayıcı ülke gelişmelerinin vermiş olduğu toparlanma süreci olduğuna delalettir.

Büyük krizlerden sonra bilincin eskisinden daha da yükseldiği görülebilir.

Önümüzdeki seçim sürecinde ülkenin bilincini en azından 200-250 aralığına taşıyacak kişileri tercih etmemiz gerektiğini anlamamız için Bilinç Haritasına bakmak, seçimimizde yardımcı olabilir. Ve böylelikle 2011’deki değerleri tekrar yakalayabilir, kaybolan %14’ü geri kazanabilir ve hatta üzerine yükselebiliriz.

200-250 aralığındaki bilincin göstergeleri;

Tanrı GörüşüHayat GörüşüDüzeyÖlçümDuyguSüreç
İzin verenYapılabilirCesaret200-249OlumlamaGüçlendirme
KayıtsızTalepkârGurur175-199Hor GörmeŞişirme
Tablo 4: Dr. Hawkins’ın Bilinç Tablosu’ndan bir kesit

200 gerçekten kritik bir sınırdır. (Dr. Hawkins de bunu her fırsatta tekrar tekrar dile getirmiştir.) 200 itibariyle, bireysel anlamda Kundalini uyanmaya başlar. Böylelikle, birey hayatta kalma dürtüsü ile davranmayı azaltabilir, kendini kurtarmak üzerine inşa ettiği yaklaşımı terk ederek, hayatı umutlu, heyecanlı, yenilikçi bir farkındalıkla görmeye başlayabilir.

200 itibariyle insan daha güvenilirdir ve doğruluk peşindedir. Kendine ve başkalarına dürüsttür, gerçek “Güç” olan Güneşsel veçheleri kuşanmaya çalışır. (200 altındaki kişi ise daha kaba kuvvet uygulamayı uygun görmektedir. “Kuvvet” 200 altının zor kullanarak elde ettiği bir şeydir.) 200 üstü kişi, daha güvenilir olduğu için doğa bu kişiyi sever, hayvanlar ona çekilir, bu kişinin bulunduğu ortam güvenlidir -yanında olmak güvende hissettirir-. Etrafındaki kişilerde olumlu bir etki yaratır. Elbette 200 bir sınır olduğu için, tüm negatif duygular ortadan kalkmamıştır, kişi kusursuz değildir, ama kişide bu negatif durumları, kusurları düzeltebilecek enerji/istek mevcuttur. Sevgi ve hakikatin peşinde olmak bu kişideki kusurları çözecek yegane şeydir ve nitekim kalbi kendisini oraya doğru çekebilir.

Dünya’nın %83’ünün 200 altını yaşadığını düşünürsek, kişi 200 sınırında olsa bile bu büyük kesim insan için çok dönüştürücü, yükseltici bir yönetici olabilir. (200 sınırının üstünü yaşayan halkın kontrol edilmeye, yönetilmeye -yönlendirilmeye- ihtiyacı yoktur, zira onlar toplumsal iyiliği öncelik edinirler, onların tek ihtiyacı yönetimin ahenkli, barışçıl, özgür bir yaşam alanı sunmasıdır.)

200 üstündeki insan, taşıdığı Güneşsel gücü kuşanmayı seçtiğinde etrafında bulunan herkesi güçlendirici etki yaratabilir. Dolayısıyla çevresini motive edebilir. Keşfetmeye, başarmaya açık ve kararlı olabilir.

Aşağı düzeyde her şey umutsuz, korkutucu, yorucu, bir şeylere karşı savaşmak lazımmış gibi görünürken ve yaşamı o şekilde tezahür ettirirken, 200’de daha optimist, heyecanlı, zorlukların üstesinden gelmeye davetkar, uyandırıcı bir etkiye sahiptir ve böylelikle yaşamda gitgide iyilikler tezahür edebilir.

200’ü tanımlamak için kullanılan anahtar kelime Cesaret‘tir. Bunun anlamı, yeni şeyler denemeye ve hayatın iniş çıkışlarıyla başa çıkmaya istekli olmaktır. Bu düzeydeki insan, hayatın sunduğu fırsatları etkili şekilde değerlendirebilir.

200 üstünde doğru bir muhakeme vardır, yaşamın gerçekleriyle uyumlu bir sonuca varılabilir.
200 altında ise yanlış kararlar, yaşam ve doğayla uyum içermeyen bir muhakeme söz konusudur.

“200 düzeyinde, kişisel kazanç yerine, kabul edilmiş bir gerçekle hizalanma kapasitesinin gelişimi, doğruyu yanlıştan açıkça ayırır. Bu adımı atmak için belirleyici seçim, sorumluluğu kabul etmek ve kişinin kararları veya eylemleri için hesap verebilir olmasıdır.
Bu aynı zamanda, çarpıtılmış muhakeme ile sonuçlanan kendi kendine hizmet eden duygusallık gibi ilkel duyguların hakimiyetinden, zeka ve doğrulanabilir gerçeklikle çıkmaya delalettir. ”
– Dr. David R. Hawkins

Geçici bir süreliğine de olsa 200 altını deneyimlerken, bazı şeyleri doğru muhakeme edemiyor olmak çok doğaldır, zira kolektif bilinçdışında 200 altı titreşimler, düşünceler, fikirler baskındır. O yüzden böyle zamanlarda bir karara varmadan evvel iki kere düşünmekte yarar vardır.

Üst makamların bilhassa sorumluluklarının ne olduğu ve olacağı üzerine yoğunlaşması ve incelikli olarak karar vererek adım atması önemlidir. Böyle bir alanda, her şeyin kolaylıkla çarpıtılma riski mevcuttur. Kolektifte bir düşüş olmuş olsa da, bireysel düzeyde sorumlulukları sağlıklı yerine getirebilmek hatırına 200 üstüne ait bilincimizle davranmayı seçebiliriz.

200 bilincinin öğretisini yaşamak/yaşatmak ve ötesine geçmek:

Öncelikle 200 bilincinden aşağı çeken bilinci anlamakta yarar vardır;

175-199 aralığında ölçümlenen Gurur bilinci, aşağılama/hor görme yaklaşımını temel alır ve egoyu şişirerek kendisiyle gururlanan insanları merkeze alır. Bu bilinçteki bir toplumda, halkı aşağılayan yöneticiler söz konusudur. (Hem küçük hem büyük çaptaki yönetimlerde görülebilir.) Halk, daima bir diğerini aşağılayıp ötekileştirerek kendi grubunu yüceltmeye meyilli olabilir.

200 bilincinin hemen altında olduğu için, 200 bilincindeki toplumlarda da bu davranış kalıpları iyileşmemiş olabilir, zira henüz şifalanma %100 gerçekleşmemiştir. Toplumu şekillendiren medyanın, verilen eğitimin, entelektüel ilginin tüm bu süreçte payı vardır. 200 altında yer alan bu bilinç, toplumu güçten düşüren, hakikatini bulmanın önüne geçen bir engeldir.

Gerçek anlamda 200’ün üstüne sağlıklı bir geçiş ve kalıcı bir temel oluşturmak istiyorsak, bir diğerini aşağılayan, ötekileştiren algıyı terk etmemiz şarttır. Aksi halde toplum 175 ile 200 arasında gidip gelebilir. Ve bu, toplumun bilincini merkezleyerek evrilmesinin önüne geçebilir.

Cesaret bilincinin mottosu “Her şey yolunda, her şey daha iyiye gitmekte”dir.

200 altı bilinç hiperaktif bir doğaya sahiptir. Bunun sebebi alt çakralardan üst çakraya yükselmekte olan enerjidir. Henüz Hara‘dan Solar Pleksus‘a geçiş yapmaya çabalayan enerji aşırı davranışlara neden olabilir. Bu noktadaki bir toplumda akıl hastalıklarının çok olduğu görülebilir. Zira bu aşamada bilinç Arafta olarak tanımlanır.

200’e geçiş için, bu hiperaktif enerjinin iyiye kullanılması gerekir. Toplumdaki bireylerin enerjilerini doğru kanallara aktarabilmesi için danışmanlıkların ulaşılabilir kılınması hayatidir.

200’e geçtikten sonra, artık enerji yerini üretkenlik ve mutluluk olarak göstermeye başlayabilir. Burada sağlam bir şekilde temellenmiş olan toplumun ve bireyin bilinci artık 3. boyut realitesinden çıkarak 4. boyut realitesini deneyimler. Dolayısıyla sahip olunan bakış açısı bakımından büyük fark yaşanır. 200 sınırını geçmiş insanlar ile geçmemiş insanların dünyayı ve evrensel sistemi, Yaradan’ı anlayış bakımından şahit oldukları realite tamamen bambaşkadır. Nitekim aynı matrix içinde var olabilen bambaşka boyutlardır. (Dünya nüfusunun sadece %17’si 200 üzeridir, lakin her bir 200 üzeri varlığın Bilinç ışığı 200 altı binlerce varlığın karanlığını sağaltabildiği için ülkelerin 200 üzerinde var olmalarını mümkün kılabilirler.)

Devlet’in yasama ve yürütme kanallarını temsil eden bireylerin 200 sınırı üstünde olması işte bu yüzden çok önemlidir. Böylelikle, 200 sınırı altındaki halkın sağlıklı tekamül edebilmesi için 200 bilincinin ışığını temsil eden kararlar alınabilir. 200 altına düşmeye neden olan dalgalanmalar miminize edilebilir. 200 üzeri bir yönetime sahip ülke sınırları içinde, tüm varlıkların -mineral, bitki, hayvan, insan- ayırt edilmeksizin tekamülünü kolaylaştırmak için istismardan özgür alanlar yaratılabilir. Böylelikle 200’de sağlamlaşan ülkenin ve içinde yaşayan insanlarının güvenle yükselmeye başlaması mümkün olabilir.

200 bilincinde sağlamlaşmak adına, her davranışımızda 200’ün tanıtmakta olduğu Güçlendirme enerjisini bilinçli olarak uygulamaya koymak yararlıdır. İnsan, sağlam bir temel misali Güçlendirici/Olumlayıcı bilince sırtını yasladığında kolektif ve bireysel zorluk anlarında umut veren aydınlık güçleri hayatına çok daha kolay davet edebilir.

Atatürk ve Bilinç Düzeyiyle Gelen Dönüşüm

Mustafa Kemal Atatürk’ün bilinç düzeyi 480 kalibrasyonunda ölçümlenmiştir.
450-500 aralığında yer alan İçsel Bilgelik olarak da tanımlanan bilincin temsilcisi olmuştur.

400 itibariyle bilinç, Yeni Dünyanın Bilincini temsil eder. Genellikle dâhiler ve kendisini insanlığı geliştirmek için adayan vizyonerler, bilim adamları burada yer alır. Einstein ve Freud da bu aralıkta ölçümlenmiştir, yanı sıra Yıldıztohumu olarak bildiğimiz vazifeli grubun belli bir oranı bu bilinci taşır -ve Atatürk’ün vazifesini kuşanmış bir yıldız tohumu olduğunu söyleyebiliriz-.

480 İçsel Bilgelik bilinci, insana berrak bir ileri görüş sunar. Bu bilinçteki insan, kendi Güneş’ini gerçekleştirebilir ve başkalarına Güneş olabilir. Yeryüzünde cenneti getirmek için nasıl bir planın uygun olduğunu bilebilir.

Büyük dönüşümler getirme gücüne sahip olan bu vazifeli varlık, toplumdaki her bireyin özgür iradesine müdahale etmeden bilinç yükselişi için en uygun, aydınlık ve insâni ortamı sağlamış, insanların kendi özgürlüğünde gelişebilmeleri için fırsat yaratmıştır.

Ülkenin, Cumhuriyet öncesindeki bilinç düzeyi 100 olarak ölçülürken, Cumhuriyet sonrasında bu 130’a yükselmiştir.

100 Korku bilinci, korkunun hakim olduğu düzeydir, 125 Arzu bilinci itibariyle ise insan kendisinin değerli olduğunu idrak etmeye başlar. Bu da demektir ki, Atatürk’ün sunmuş olduğu imkanlar ve reformlar çerçevesinde toplum kendisini korku atmosferinden çıkarmaya ve temel ihtiyaçların ötesinde kendine bakmanın önemini anlamaya başlamıştır.

Elbette bu da çok düşük bir Bilinç titreşimi olsa da, toplumu birden bire 200’e çıkarmak mümkün olamayacağı için yine de çok kritik olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim idrakli bir çabayla tekamül edilmediği sürece insanın yükselişinin ortalama %5 olduğu anlaşılmıştır. Ve korku gibi hareketsiz kılan bir bilinç düzeyindeyken herhangi bir kıpırdanma bile başlı başına önemli görülmektedir,

İşte bu da, ülkeyi yönetenlerin üst bilinçte olmasının dönüştürücü gücüne bir örnektir.

Çağın büyük vazifelilerinin en temel olarak, toplumda hazır olan birimleri harekete geçirmeye geldiğini biliyoruz. Gerçekleştirdikleri değişimlerin yarattığı atmosfer, geri kalanların adım adım hazır olmasını desteklemektedir. Nitekim bilinç, ancak hazır olan ve olgunlaşmış yerlerde çiçeklenebilir.

Işık olsun.
7.03.2023
Serkan Önder

[1] 2011 verileri:
* https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Hanehalki-Isgucu-Istatistikleri-2011-10761#:~:text=2011%20y%C4%B1l%C4%B1nda%20T%C3%BCrkiye%20genelinde%20i%C5%9Fsiz,%25%209%2C8%20seviyesinde%20ger%C3%A7ekle%C5%9Fmi%C5%9Ftir.
* https://www.bloomberght.com/haberler/haber/1469257-yoksulluk-orani-dustu

[2] 2021 verileri:
* https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Yasam-Memnuniyeti-Arastirmasi-2021-45832
* https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Ceza-Infaz-Kurumu-Istatistikleri-2020-37202
* https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Gelir-ve-Yasam-Kosullari-Arastirmasi-2020-37404
* https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Gelir-ve-Yasam-Kosullari-Arastirmasi-2020-37404

[3] David R. Hawkins M.D. Ph.D - The Map of Consciousness Explained

Please follow and like us:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Email ile Takipte Kalın
Instagram
WhatsApp
error: Content is protected !!
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close