30 Nisan 2022 İstanbul saatiyle 23:27’de Boğa burcunda bir Güneş Tutulması / Yeniay gerçekleşti.
Efsane bir görsel olaya şahitlik ettik ve bu büyük göksel olayın yersel yansımalarını kendi hayatlarımızda yaşamamız için potansiyeller şimdi bizimle beraber.
Kudretli, ihtişamlı, heyecan veren gök olaylarının birleşerek Voltran’ı oluşturduğu şu günler, tam anlamıyla bizleri Yüksek Bilinç alanına sokuyor. Geçmişin artık hizmet etmeyen, bizi arzuya, bağımlılığa, doyumsuzluğa bağlı tutarak bilincin yüksek veçhelerini deneyimlemenin önüne geçen ne varsa hızla ortadan kaldırılmak için yüzeye çıkıyor.
Bu süreçte yükseliş semptomları görmek çok doğal, o yüzden endişelenmeye gerek yok. Sadece bu semptomları fark etmekte yarar var. (Henüz Okumadıysanız Tıklayın; Yükseliş Semptomları)
Kendimizi artık materyal kavramlarla tanımlamanın ötesine geçiyor ve maddeyi, ruhumuzu ifade etmek için bir araç olarak kullanmayı öğreniyoruz. Böylelikle, varlığın maddeden ibaret olmadığını daha derinden kavrayabiliyor ve ışık bedenimizi her an, her yerde deneyimleyebilir oluyoruz.
Kolektif Bilinç’te yankılanan yeni ve yüksek titreşimli bilgiler, insanlığı maddeye bağlılıktan kurtarmaya geliyor.
Maddeye bağlılık, madde dünyasındaki şeyleri fazlasıyla sabit bir bakış açısıyla görmektir. İnsan bundan özgürleşmeye başladığında, tanımların ötesine geçebilir ve kendisine yeni bir kimlik inşa edebilir. Fazlasıyla sabitleşen, taşlaşan kimlik algısı, insanı tekamül etmekten geri tutar. Yeni bir Bilinç/Tekamül evresi/mertebesi geçmişteki benliğin ötesindedir ve ona ayak uydurmak için yeni bir şeyler yapmak gerekir.
Yeni bir bilinç, yeni bir kimlik inşa etmektir. Tıpkı daha gelişmiş bir ülkeye göç eden insanın o ülkeye adapte olabilmek için yeni yaklaşımlar edinmesi gibi; eğer yeni ve daha üst bir bilinç alanına geçmek istiyorsak o yeni alanın kurallarına uymayı öğrenmeliyiz. Geçmiş seviyelerin alışkanlıklarını bırakmak da bunun doğal bir sonucu.
Hepimiz biliriz, öğrenci üst sınıfa geçtiğinde artık önceki sınavlarından sorumlu tutulmaz, çünkü artık o alt sınıfın basit yaklaşımını yeni derslerinde uygulamayacaktır. Artık yeni sınıfının getirdiği çok daha yoğun ve gerçeğe biraz daha yakın olan, daha karmaşık öğretilerle ve sınavlarla karşı karşıya kalacaktır ve önceden öğrendikleri bunun için bir temel, bir basamak olacaktır; dolayısıyla temel öğreti, hakiki ilim değildir.
İnsanlığın büyük çoğunluğu, temel öğretiyi hakiki ilim sanma yanılgısındadır. Ve içinde olduğumuz zaman, bunun ötesine geçmek gerektiğini hatırlatmaktadır. Artık insanın, bu zamana kadar öğrenilenlerin, kendisini gerçeğe alıştırmak için sunulduğu farkındalığıyla ilerlemesine ihtiyaç vardır.
Örneğin, insan madde olmamasına rağmen, “madde halinde yaşama tezahür ettiğini kabul etmek” temel aşama olduğundan bu bilgi Kolektif Bilinç‘te daha çok yankılanır ve uzun süredir bu bilginin yayılması sebebiyle toplumun en baskın gerçeği halini almıştır.
Birçok insan bu yüzden “insanın ruhu olduğunu” düşünür, oysa gerçekte “ruhun insanı vardır”. Kolektifteki bu baskın inanç nedeniyle, bu basit bilgiyi içselleştirmek insanın uzun zamanını alır. Hakikatte ruh, herhangi bir cinsiyete, burç veya kimliğe sahip olmaz, o sadece titreşime sahiptir ve bu titreşimin o anki yoğunluğu mertebesine aittir.
Dünya üzerindeki ruhların, daha üst bilgiye, daha yüksek veçhelere temas etmesi için açılmış olan bu özel kapı, bilhassa bu zamana doğmuş olan ve insanlığın bilinç yükselişine sadece varlığıyla katkıda bulunan Empatlara, Yıldız Tohumlarına hediyedir. Çünkü bu zamana kadar onların tuttuğu enerji, gökyüzünde gerçekleşen aktivasyon -göksel izin- sayesinde şimdi yeryüzünde tezahürlerini gerçekleştiriyor.
Onlar, yaşlı ruhlar olarak, bu dünyanın genç ruhlarını acemi düşünceler ile karanlığa düşmekten muhafaza eden Deniz Fenerleridir. Çünkü sadece kendi ışıklarını kuşanarak –ekstra bir şey yapmalarına bile gerek kalmadan- diğerlerine yol gösterebilirler.
Onlar, kolektifin uyanan Kalp Çakrasıdır.
Kolektifi bir beden olarak düşündüğümüzde, yeryüzünde bulunan tüm Kalp bilgeliğini uyandırmış olan varlıklar kolektifin sağlığını korumakta hayati öneme sahiptir. Böylelikle Kalp uyanışını henüz gerçekleştirmemiş varlıkların kalplerine onların varlıklarıyla ilham olunur. Dolayısıyla, dünyanın bir diğer ucundaki Kalbi açık varlık, öbür ucundaki şifa arayan kardeşine bilmeden ışık olur.
İşte bu Kolektif Kalp Çakra, şimdi çok daha güçlü parlıyor. Çünkü yükseliş enerjileri uzun zamandır olmadığı kadar artmış bulunuyor ve kalbi açık tüm varlıklar da bunu yeryüzüne demirliyor. Bu da, kalp çakra zayıflığı olan herkes için hayati bir fırsat yaratıyor. Kalp Çakra konuları, bu zamanda iyileşmeyi daha güçlü talep ederek -insanlığa hem bireysel hem kolektif olarak- gereken hatırlatmayı yapıyor…
Zamanın ruhu, kalbi şifalandıracak en kutlu şeyin içe dönüş olduğunu vurguluyor. Ve bu içe dönüşün, Kainatla bir bütünlüğe varmasını öğütlüyor;
Şimdi, sizin için en kolay şekilde sevgi vermeyi pratik edin. Halihazırda etrafınızdaki insanlardan başlayarak, alanınızı genişleterek bir Sevgi Evreni inşa edin. Bunu ister meditasyonla ister birebir etkileşim yoluyla yapabilirsiniz. Siz vermeyi pratik ettikçe, Kainatın da size vermesi için daha çok alan ve fırsat yaratmış olursunuz.
Verici olmak, bu zamanda çokça ödüllendirilen bir haslet olarak karşımıza çıkıyor. Almayı beklemek atıl bir davranıştır, ama vermek akışa girmek için bilinçli, gönüllü bir hareketin göstergesidir. İşte bu nedenle veren kişi, evrenin akışına çok daha kolay girebilir. Çünkü zaten oradadır. Zaten evrenin ilgi alanındadır. Zira evren, sonsuz vericilik prensibiyle kendini ortaya koymaktadır. İnsan içindeki Tanrısallığı/Yaradanın nurunu bulmak istiyorsa, ilk olarak verici olmayı öğrenmesi gerekir.
Hayal gücü, son zamanlarda yükselişe geçtiği için, yaratıcılık hasletleri gelişmeye başlayabilir. Kendi içinizdeki verici ve yaratıcı hasletleri bir araya getirdiğinizde ise, topluma sunmak için geldiğiniz şeyi keşfetmeye başlarsınız. Hayallere dalmak gibi gölgeleri çalıştırmaktan sakınmak için bu güçlü akışı, yüksek fikirler ve yeni başlangıçlara kanalize edebilirsiniz. Böylelikle verimli bir şekilde topraklanmış olursunuz. Elbette vericiliği, sağlıklı sınırlar koymayı pratik ederken gerçekleştirmekte yarar vardır.
Bu zamanın bize öğüdü tek cümleyle “Kendin ol, özgün ol”dur.
İnsanın kendisi olması demek, diğer insanlardan, bilhassa da yakınında bulunanlardan farklı bir doğayı kuşanması demektir. Hiçbir insan birbirinin aynısı değildir ve olmaya da çalışmamalıdır. Herkesin parmak izinin ve doğum haritasının sebepsiz yere eşsiz olmadığı hatırlanmalıdır.
Öyleyse, sizi özgün kılmayan ne varsa, sizi diğerlerine benzeten ne varsa, bunların gerçekten sizin parçanız olup olmadığını şimdi sorgulayabilirsiniz.
Tutulmalar, en temel anlamda 6 aylık bir süreçteki dönüşümü kapsarlar ama etki ve sunduğu aktivasyonlar açısından bir ömür boyu bizlere dokunurlar.
Bu Güneş Tutulması ile tüm dünyayı içine alan Yüksek Bilinç Alanının sizi en iyi versiyonunuza ulaştırmasına izin verin. Sağlıklı bir ego inşa etmek için esnemeyi pratik edin. Halihazırda sahip olduğunuz bilincin ötesine geçmek, daha yüksek frekansın deneyimine kucak açmak için konfor alanınızı ufak da olsa terk edin. Zamanın ruhuna adapte olmak sürecinizi kolaylaştıracaktır.
Hepimiz için; tüm boyutlarda ve bilinç alanlarında, yükseliş tohumlarını büyük bir coşkuyla patlatıp ilahi çiçeklerimizin açmasını; hayatlarımızda esenlik, iyilik, aydınlık, sevgi ve neşeyi daha kolay, içtenlikle deneyimleyebilir olmayı dilerim.
Işık olsun. ✡
Referanslar: https://www.jamesburgess.com/immigrants-entering.html#:~:text=Sagittarius%2023%20(22%C2%B0%20%2D%2023%C2%B0)&text=There%20are%20new%20realms%20to,who%20we%20are%20at%20core. http://www.mermaid-uk.net/Esotericvulcan.htm
✨Bu yazının Hawkins kalibrasyon değeri: 470
