30 Ağustos Süper Yeniayı

Bu Süper Yeniay, 30 Ağustos günü İstanbul saatiyle 13:40’da 7 derece Başak burcunda ve Venüs, Mars, Merkür ile kavuşum halindeyken gerçekleşiyor.

Başak burcu yeryüzünün şifacısı, hizmetkarıdır ve kadim şifa sanatları ile yakınen ilişkisi vardır. Her ne kadar sağlığı ve tıbbı, modern bilgilere indirgemek günümüzde daha yaygın olsa da Başaklar daima bu kadim şifa sanatlarının gözeticileri olmuşlardır. Bu yüzden Başak enerjisi bu şifa sanatlarına yakınlık duymamızı kolaylaştırır.

Bu Yeniay, bütünsel şifa sistemlerini onurlandırmamız için geldi. Dengemizi, enerjimizi ve sağlığımızı bütünsel olarak destekleyelim diye…

Bütünsel şifa yöntemlerinden bahsediyorsak konumuz hiçbir zaman hızlı çareler bulmak değildir, tam tersine yediğimiz içtiğimiz şeylere, soluduğumuz havaya, işittiğimiz/ağzımızdan çıkan sözlere ve kendimizi açtığımız enerjiye dikkat ederek sağlığımızı her seviyede ele almaktır.

Ne kadar bilinçli olursak o kadar kendimizi maruz bıraktığımız şeyleri fark edebiliriz. Bu Yeniay’da bizlere şu zamana kadar “hakikat” olarak sunulmuş olan şeylere karşı uyanık olmamız gerektiğini hatırlayacağız, hissedeceğiz; aslını astarını öğrenmeden bir şeyi kabul etmemeyi öğreneceğiz. “Bunu bana kim söyledi ve neden söyledi?” diye sorarak yeni düşünce alternatiflerine açılacağız. [1]

Bu, bizim kendimiz ve dünya için en iyisini istememizin anahtarı olacaktır. Çünkü Başak mükemmelliyetçiliği ancak yaşamı, iyiyi, güzeli desteklediğinde gerçek potansiyelini ortaya koyar ve varoluş vazifesini gerçekleştirir.

Ay-Mars kavuşumu bu bağlamda harekete geçmemiz için ihtiyacımız olan ateşi bize sunacaktır. Bunun sağlıklı bir şekilde ifade edilmesi ve herhangi bir yıkıma sebep olmaması için Ay-Venüs ve Ay-Merkür kavuşumları bizi kollayarak enerjimizi iletişimlerimizde dengeli bir şekilde ifade etmemizi sağlayacaktır.

Mars‘ın bu olumlu desteklerden beslenmesiyle yaratıcı, atılgan ve amacına odaklanmış bir enerji doğarak yeni başlangıçlar için tam olarak ihtiyacımız olan o enerjiyi uyandıracaktır. Nitekim Merkür ve Venüs‘ün varlığı uyum ve işbirliğini teşvik ederek bu süreci olabildiğince yumuşak ve akıcı kılacaktır.

Uranüs‘ün Güneş, Ay, Mars, Merkür, Venüs ile yaptığı üçgen açı, bu yeni dönemin çok güzel sürprizlere gebe olduğunun işaretini veriyor hepimize. Bu sürpriz, heyecan verici bir fırsat olabileceği gibi, özgürlük duygusunun gelişmesi ve özbenliğin çok daha rahat dünyada yer bulabilmesi, özgüvenin yükselmesi gibi çok önemli psikolojik/kişisel gelişimlerin de gerçekleşebileceği anlamına geliyor.

Konfor alanından çıkıp sosyalleşmek için bundan daha iyi bir zaman olabilir mi? Kendi sezgilerimize güvenip yeni ilhamlara açılmak, keşiflerde bulunmak ve farkındalığımızı yükseltmek için çok değerli bir fırsat. Bu fırsatı görüyor ve onurlandırıyor muyuz?

Mars-Uranüs‘ün iteklemesiyle yeni maceralara atılabilir, sınırlarımızın ötesine geçebilir ve sıkıcı rutinleri terk ederek içimizdeki canlı renkleri keşfedebiliriz. [2]

Bu Yeniayın bir Şifa Ay‘ı olması bu yüzden o kadar da şaşırtıcı değil, bunca olumlu desteğin bir Başak Yeniayında gerçekleşiyor olması hiç tesadüf değil. Üstelik Yeniay anının yükseleni Yay burcunda ve Ay, Güneş, Merkür, Mars, Venüs 9. evde olacak.

Yani bu Şifa Ay’ında şifanın kaynağı modern yöntemler değil, ruhsal yöntemler olacak. Dua, zikir, meditasyon, reiki, bioenerji, yoga, çigong, şiatsu, fitoterapi, aromaterapi, astroloji gibi özünde kadim öğretileri barındıran bütün ilimler bu ay içerisinde faydasını daha çok görebileceğimiz fırsat kapıları olacaktır.

9. ev yüksek ilimlerle ilgilidir ki ilgili burcu Yay, yönetici gezegeni ise Jüpiter‘dir. Jüpiter şu anda Yay burcunda -yani kendi yerinde- seyrine devam etmekte.

Yay burcu ufkumuzu genişletebilmeyi, genel toplumsal yargıların, inançların ötesine geçmeyi ve kendi hakikatimizi bularak bunu çekinmeden ifade etmeyi bize öğretir. Hepimizin içinde taşıdığı bu bilgelik özü, kendisini ifade etmek için böyle değerli zamanları bekler ve aydınlanma denilen özel anlarla kendisini belli eder.

Bu Yeniay, Yay’ın doğasına uyanmak için çok değerli bir fırsat kapısıdır. İzin verin, içinizdeki size özgün olan tüm varoluşunuz kendisini kusursuzca ifade etsin. Bunu yapabilmeniz için, kalbinize ve tüm varlığınıza yaşamın taze nefesini doldurmanız gerekir. Sizi bloke eden zihinsel, ruhsal, duygusal ve fiziksel engellerin ötesine geçmeniz gerekir. Bu yüzden de daha önce deneyimlemediğiniz, kendi ötenize geçmenizin ilk adımı olarak farklı, diğer bir deyişle “alternatif” yolları deneyimlemeyi seçmeniz önemlidir.

“Kendini eksiklikler, hatalar, kusurlar ve zayıflıklar gibi görünen yanların için suçlamaya ne gerek var? Yaşamında yer alan olumsuzluklar üzerinde durmak yerine, yaşamında olumluluğun kendini göstermesine izin vererek, güçsüzlükleri güce, kusurları ve zayıflıkları erdemlere dönüştürmeye ne dersin? Kendi içinin derinliklerindeki gerçek güzelliği, erdemi ve iyiliği bul. Orada olduklarına inan; aradığında bulacaksın. Kendinde en iyi olanı görmeyi reddettiğin zaman ve içindeki olumsuzluklara takılıp kalmayı seçtiğinde, bunun sonuçlarını yaşamayı da göze almaya hazır olmalısın, çünkü düşüncelerinde ne varsa onu kendine çekersin. Ne düşünüyorsan, sen osun. Her şeyin en hayırlısını düşün; böylece kendine en hayırlı olanı çekeceksin. Bil ki Ben seninleyken, seni yönlendiriyor ve sana yol gösteriyorken, her şeyi yapabilirsin. Benim sende olduğumu kabul ettiğinde, zaten bunun tersi nasıl mümkün olabilir ki?” [3]

Kendimizdeki en iyiyi görebilir olduğumuzda, başkalarında da en iyiyi görebilir oluruz. Nitekim başkasını eleştirdiğimizde aslında kendimizi eleştiririz, kusur olarak gördüğümüz her şey bizde kusur olarak var olduğuna inandığımız şeyin yansıması olarak kendisini bir başkasında gösterir.

Eleştirellik, Başak burcunun gölge yönlerinden en hasar verici olanıdır. Gökyüzünde bu denli Başak vurgusu oluşu bu yönümüzü fark etmemizi de sağlar. Zira, genel anlamda olumlu etkiler görüyor olsak bile, kendi doğum haritamızla olan etkileşimi çok daha önemlidir ve muhtemelen bir yerden bizi sınar.

Yanısıra kendimizi ideallerimize daha adanmış bir şekilde vermemizi de sağlayacaktır bu Başak Yeniay’ı. Eğer halihazırda ilerlemek istediğiniz ya da sil baştan başlamak istediğiniz projeleriniz varsa şimdi adım atmak için tam zamanı.

Sonuç olarak, bu Başak Yeniay’ı en başta da söylediğimiz gibi bir Şifa Ay’ı ve sadece tek bir katmanda değil, bütün katmanlarda (ruhsal, zihinsel, fiziksel) etkisini göstermekte.

Bu kendimiz için ve dolayısıyla başkaları için çalışmaya başlamak için önemli bir aydır. Toprak vurgusunun bu denli olması, kendi bedenimizle olan irtibatı da daha yoğun yaşayacağımızı gösteriyor. Bedenimizi onurlandırırken, dünyevi işlerde gayretle ilerlerken ruhumuzu da unutmamamız gerektiğini, ruh-beden dengesini sağlamayı öğrenmemizi istiyor bu ay bizden.

Öyleyse, bu ay, yediğimize içtiğimize dikkat ederken, içsel dünyamıza aldığımız ve orada tuttuğumuz duygulara, enerjilere de dikkat etmeyi öğrenelim.

Doğayla irtibatımızı güçlendirmemiz bu açıdan çok önemli. Taze sebzeler ve bitki çayları ile sistemimizi mutlaka destekleyelim. Bitkilerin şifalı gücüne bu ay çok daha rahat ulaşabiliriz.

Kolaylıkla olsun.

Kaynak: 
[1] astro-awakenings.co.uk
[2] astrologyking.com
[3] İçimizdeki Kapıları Açmak

Telif Hakkı @ 2019 Fitoenerjist

fitoenerjist.com
Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Email ile Takipte Kalın
Instagram
WhatsApp
error: Content is protected !!
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close