Dünya sıradan bir yer değil ve perde arkasında topluma yansıtılanın fazlasıyla yüzeysel kaldığı bir alem var. Bu alem “enerji alemi“. Her şeyin enerji olduğunu ve bu alemde var olan tüm gezegenlerin ve yıldızların bu enerjilerin birer temsilcisi olduğunu, karanlık ilim sahiplerinin bu enerjileri kendi menfaatine kullanmayı tercih ederek insanlar üzerinde güç edindiğini bilen biliyor.
Dünyadaki enerji dengesi ve ahenginden emin olmak için yeryüzüne bedenlenmiş, aydınlık ilim sahipleri olan yıldız tohumları da, bu enerji aleminin belli seviyede farkında ve bilincinde. Kendi hakikatiyle tanışan, denge ve ahenk yolunda kendisini belli başlı şekillerde adayarak yaşayan yıldız tohumlarının artık otomatik pilottan çıkarak, bilinçli adımlar atması, enerji aleminde insanlığın karşı karşıya olduğu durumlardan haberdar olması çok önemli.
Sevgili yıldız tohumları; son on gündür benim için biraz zordu, neden ve neler olduğunu anlayamayacağım kadar kafamı çorba bir hale getirdi diyebilirim. hayatımda o kadar baş ağrısı çekmedim, öyle ki, gözüme vurmasından gözüm bozuldu ve hala düzelmedi. Tutulmadan beri birkaç gün hariç tamamen dinlenmeyle geçti diyebilirim. Bunların nedenini önce ben başka şeylere yorduysam da geçen gün başka bir kaynak sayesinde olayın hakikatine uyandım.
Anlaşılan o ki, geçtiğimiz günlerde Tutulma ile açılan enerji kapısı, başta bahsini ettiğim “güç sahipleri”nin dünyaya negatif entitileri salmasına neden oldu. Bunu arada yapıyorlar ama bu sefer sanırım baya sağlam oldu. Tutulma, bu gibi karanlık enerjilerin yeryüzüne girişi için mükemmel bir fırsat olduğu için maalesef onlar da bu fırsatı kaçırmamış görünüyor.
Bunun bu zamanda olmasının ise birkaç sebebi var; en önemli sebebi 21 Aralık‘taki büyük enerji portalı. Bu geçiş kapısına geldiğimizde bilhassa yıldız tohumlarının enerjisinin durumu çok önemli, zira nasıl bir yaratım yapacağımız, önümüzdeki seneye nasıl gireceğimiz buna bağlı. Olabildiğince yüksek frekanslı, ışığı yeryüzüne indirebilecek dengedeyken 21 Aralığa ulaşmalıyız. Önümüzdeki sene için olumlu niyetlerimizi koruyarak, kendimizi yükseltmeliyiz. Zira burada yıldız tohumlarının engellenmeye çalışılmasının asıl sebebi hali hazırda yükseliş sürecinde olmamız. Zaten başlı başına yükseliş belirtilerini de yaşıyoruz ama ayrıca gelen bu darbelerden ötürü kendimizi kurban gibi hissediyor olabilir ve kontrolsüzce enerjimizi düşürüp, demotive olabiliriz.
Bu bahsi edilen entitiler, enerjinizi düşürmek için sizlere birkaç şekilde saldırmış olabilirler; Rüyalarınızda, gün içinde olaylarda, frekansını düşürmüş bir kişiyi ele geçirip o kişinin ağzından size yansıtma veya gaslighting şeklinde… Bu tabii ki exorcism gibi değil, daha çok vesvesenin, dürtünün, aşırı negatif duygu ve korkunun bireyin yönetimini ele geçirmesi gibi çalışıyor. Kişinin hali hazırda var olan ve tetiklenmeyi bekleyen alanlarından vuruyor. Sizin en ufak bir davranışınız, vesveselenen kişinin tetiklenişi için kullanılıyor, sizin üzerinize gelmesine neden oluyor, sakince ve anlayışla, yapıcı bir şekilde ele alınabilecek bir konu büyüyor.
İşte bu nedenle, ne olursa olsun, bu saldırının aracı olmuş, “ele geçirilmiş” kişiyi suçlamamalı ve konunun üzerine gitmemelisiniz. O kişinin tek suçu düşük frekansta olması ve farkında olmadan kontrolü negatifin eline bırakmasıdır Siz mümkünse o kişinin frekansının yükselmesine yardım edin ve hem kendinize hem ona entiti temizliği yaparak/yaptırarak iyilik yapın.. Enerjinizi daima ışıkta tutun. Frekansınızı yüksek tutmaya özen gösterin. Eğer enerjik olamıyorsanız bile sevgi ve şefkat frekansının sakin ve güvenli alanında olun, yargılamaktan, nefret duymaktan, savaş açmaktan uzak durun. Ve size herhangi bir tesir geldi diye bunu kurban psikolojisi oyununa çevirmeyin. Çünkü ne olursa olsun o deneyimi çeken yine sizsiniz. Orada yine öğrenilecek bir şey var. Zira bunun başınıza gelmesinin tek nedeni o varlığın sizin enerjinizi düşürecek bir açık yakalamış olması. O deneyimin bu açığınızı keşfederek iyileştirmenize alan tutmasından ötürü şükredin, frekansınızı yükseltin ve olanları unutun.
Belki birden bire son birkaç hafta içinde yaşamınızın yoğunluğu, sizi dünya hayatına odaklayan, ilahi bağlantınızı zayıflatan deneyimler ile artmış olabilir. Bunların da birer sınav veya müdahale olabileceğinin bilinciyle, kendinizi ruhsal birlik bilincine geri çekmenizde yarar var. Çok fazla dünyaya takılmak, bilhassa dünyalık sorunlara dikkati yoğunlaştırmak 21 Aralık’ta optimum aydınlık yaratımın gerçekleşmesinin önüne geçebilir. O yüzden bu günlerde toplumsal olarak ortalığı karıştıran bazı kişilere rastlayabiliriz. Zira bu bahsi edilen entitiler, düşük frekansta titreşen kişilerin alanına girerek negatif eylemlerde bulunmalarını teşvik eder.
Bu süreçte Venüs-Plüto Kavuşumunun etkin olduğunu düşünürsek, bu gibi entiti saldırıları muhtemelen; manipülasyon, obsesif davranış, içerleme, suçluluk, cinsel güç edinme, korku, tehdit, geçimsizlik, istismar, toksik eril kapsamındaki alanlardan gelecektir. (iptal)
Öyleyse bu günlerde;
- Enerji alanımızı ve bulunduğumuz mekanı; dualar, yüksek/temiz frekanslar, güzel kokular, mum veya fazladan başka ışık kaynakları ile destekleyelim.
- Başımıza gelen negatif tesirler esnasında bir adım geri atarak olaya dışarıdan bakabilmeyi pratik edelim.
- Herhangi bir müdahalede bulunmak yerine, alanın tekrar temiz ve saf bir hale gelmesine izin verelim, gereken zamanı tanıyalım.
- Bütün bunlar ne kadar zararlı bir süreç gibi görünüyor olursa olsun; Kainatın planına güvenerek orada kendi payımıza düşen öğrenilmesi gereken şeyi öğrenmeye odaklanalım.
- Yaşamın getirdiği öğrenim fırsatlarına, güven ve iç aydınlığı ile “Evet!” diyebilir olalım.
Bu Portal’ın enerjisini verimli kullandığımız takdirde, atıl kalmış ve değişimi ertelenmiş birçok konuda hareket başlatabiliriz. Bu süreçte yaşanabilecek en güçlü şifalanmalardan biri, kuşkusuz varlığımızdaki yaşamsal gücün, ateş elementinin uyanışıdır. Chi gücünün bedende çok daha rahatlıkla akabilir olması için gereken destekleri ona sağlamamız süreci kolaylaştıracaktır. Chigong, Pranayama egzersizleri önemili pratikler olarak ele alınabilir.
Yanısıra kozmik bağlantının kuvvet kazanması sayesinde, düşündüklerimizin tezahür etmesi çok daha hızlı bir şekilde olabileceğinden, buna göre davranalım. Elbette önce kendimizi uygun hale getirmemiz gerekecektir. Chi enerjimizi uyduyu çalıştıran elektrik, açmak istediğimiz kanalıa bağlayan frekansı da kozmik bağlantı olarak farz edelim. İstediğimiz kanala kolaylıkla bağlanabilmemiz için ilk önce bedenimizdeki Marsiyen -chi- gücünü koruyabilmemiz gerekir ki hızlı bir şekilde bizi yukarıya bağlayayacak Uranyen enerjileri kullanabilelim. (Hem Mars-Chiron Üçgeni, hem de Merkür-Uranüs Üçgeni etkisinde olacağız o gün.)
Olan bitenin bilincinde olarak kendimizi gerektiği şekilde akort edebiliriz. Yalnız olmadığınızı ve desteklendiğinizi hatırlayın. Seviliyorsunuz.
Işık olsun. ✡
Ulalena efsanesi Okyanusun şarkısı Beyaz Pueonun gözleri Hepsinde Bir'i görüyorum Daha çok susunca Daha çok eve dönüyorum. İzin ver zihninin alçakgönüllülüğüne Ruhunun gezginliğine Fırtınayla ipe dizilsinler Gökyüzü şarkısını söylesin Siyah ışıktan gökkuşağı vasıtasıyla Anne bana öğüt versin "Taşlar taşıma, ışık kâsende." Taşraya yol aldığımızda Ayaklarımız kızıla çalar Güzel dualarımızı bırakır oraya Ve Anne der, "Gözümün önündesin evladım, gözümün önündesin". Biz unutup hatırlarız bunu Sonra bir daha unuturuz Ama hayat devri daim eder Ve tekrar başa döner "Taşlar taşıma, ışık kâsende." Ey Yaradan, seni duyabiliyorum Şükürler olsun Bu benim sana adağım. Tek diyebileceğim, sana şükranım. Ey Yaradan, seni düşünürken duyabiliyorum Bu benim sana adağım Tek diyebileceğim, sana şükranım. "Taşlar taşıma, ışık kâsende." Çeviri: Serkan Önder
