26 Aralık 2019 İstanbul saatiyle 08:12:30’da Oğlak burcunda bir Halkalı Güneş Tutulması gerçekleşecek.
Yukarıda da görüldüğü gibi tutulma ülkemizden gözlemlenmeyecek.
Ama etkisini kuşkusuz hissettirecek.
Tutulmalar, fiziksel ve ruhsal sağlığımız üzerinde büyük dönüşümler yaratabilirler. Dönüm noktası denilebilecek kadar büyük yeniliklere gebedirler.
Bizler ne kadar bu dönüm noktalarını iyi değerlendirebilirsek, hayatımızda o denli gelişebiliriz. Çünkü böyle büyük göksel hadiseler, yeryüzünün (hayatlarımızın) bir yansımasıdır ve bu yüzden de her anlamda (özellikle de bulunduğu konumun meselelerinde) fırsat kapısıdır.
Gökyüzü Oğlak temasının coştuğu günlere geçerken, başlangıcı böylesi şatafatlı bir şekilde yapması elbette şaşırtıcı değil. Birçok gösterge aynı şeyi anlatıyorsa, burada çok önemli bir ders var demektir.
Tutulmanın Jüpiter ile kavuşması bu şatafata büyüteç etkisi yapıyor resmen. Her şey Oğlak temasına öyle bir kilitlenmiş ki tutulmanın gezegen saati dahi (Oğlak burcunun yönetici gezegeni) Satürn saatine “denk” geliyor.
Ama geçmiş dolunay ve yeniayda olduğu gibi bu sefer de bir Yay teması görüyoruz. Nitekim Zodyak; Yay, Oğlak, Kova sıralaması ile ilerliyorken Yükselenin Yay oluşu kesinlikle bir tesadüf değil.
Tutulma anı 1. evde gerçekleşiyor ve Oğlak’taki bütün gezegenler de 1. evde. (Ay, Güneş, Jüpiter, Satürn, Plüto, Venüs)
Merkür Yay burcunun son dekanında (Satürn), 12. evde ve Mars Akrep burcunun son dekanında (Venüs) 11. evde bulunuyor. Bulundukları dekanlar da Oğlak burcunda olduğu için haliyle Oğlak frekansında yayım yapıyorlar.
4° Oğlak sembolizmi: “Savaşa giden kızılderililer, bazıları kanoları doldurmuş, bazılarıyla savaş dansı yapmakta.”
Bu sembolizmi anlamak için içindeki elementleri tanımamız önemli. Bu elementler, şu anki göksel yerleşimle öyle kusursuz bir uyum içinde ki, biraz sonra siz de anlayacaksınız.
Kızılderililer hem ruhsal yönleriyle, hem de savaşçı yönleriyle bilinirler. Doğanın ruhuna duydukları saygı kadar, onu kullanıp şifa için bir araç haline getirmeyi de bilirler. Nitekim onlar, bitkilerin fiziksel varlıklarıyla olduğu kadar ruhlarıyla da iletişim halindedirler. Öyleyse, kızılderililer, ruhsal-fiziksel dünya arasında bir denge sağlayıcı, bir köprü olabilirler. Bu öyle bir dengedir ki, hangisini ne zaman kullanacaklarını kuşkuya yer bırakmaksızın bilirler.
Bizlerin de ne kadar düşünsel, manevi veya içsel özelliklerimiz güçlü olursa olsun, fiziksel dünyanın talepleri karşısında güçlü olmayı öğrenmemiz bu dengeyi gerektirir.. Denge ise farkındalığı… Çünkü denge, ancak farkındalıkladır. Bu durum, nehri bir kütükte yürüyerek geçmeye benzer. Anın farkında değilsek ya da emin değilsek, harekete geçemeyiz, olduğumuz yerde sallanır ve suya düşeriz ama eminsek de hareketsiz kalmayı göze alamadığımız için tam hızda/tereddütsüz karşıya geçebiliriz..
İçsel eminlik, kararlılık fiziksel başarının temelini oluşturur, keza manevi başarının da…
Oğlak bize kararlılığı, adanmışlığı öğretir. Düşüncelerimizi sağlam zeminde gerçekleştirebilmeyi öğretir. Bir oğlak için düşünce soyut değildir, çünkü en kısa zamanda onu somut hale getirecek kararlılığa sahiptir.
Geçtiğimiz yeniayda desteklediğimiz manevi yönümüzü, bu yeniayda,
tutulmanın da büyük desteğiyle madde alemine adapte etmeyi öğreniyoruz.
Hiçbir şey diğerinden ayrı değildir, her şey bütünün bir parçasıdır
ve içsel olan ile dışsal olanı, soyut olan ile somut olanı birleştirmek bize düşen yegane görevdir.
Anın haritasında 7. evdeki Aesculepia asteroidi (nam-ı diğer Asklepios) tutulma anına bu anlamda şifalanmamız için ışık tutar gibi. Ben ile Biz aksı olan 1-7 aksı, parça ile bütün ilişkisini anlamamızı sağlar. Güneşyen özellikler Ben odaklı olsa bile, biliriz ki Güneş ne kadar kendisi için parlarsa parlasın etrafını mutlaka aydınlatır. Göksel bedenlerin isimleri, etkilerini anlatır. Asklepios, Güneş‘in (Apollo) oğludur ve Roma mitolojisinde Şifa ve Tıp Tanrısı olarak bilinir. Şifa sanatını Şiron‘dan öğrenmiştir. Bize haritada yaralarımızı gösteren/öğreten Şiron‘dur ama şifa fırsatlarını veren Asklepios‘tur. Günümüzde biz şifa konusunda daha çok Şiron‘a yapılan açılara baksak da Asklepios‘un üzerimizdeki etkisinin ayrıca önemli olduğu belirtilmektedir. [1]
Önümüzdeki 6 ay boyunca etkisini hissettirecek olan Oğlak burcundaki bu Güneş Tutulması‘nın bizlere anlatmak istediği şüphesiz Ben ve Biz aksını doğrultmak. Bunu kolektife hizmet olarak görebileceğimiz gibi, dışarıya açılmak olarak da yorumlayabiliriz. Oturan Boğa‘nın zamanı geldiğinde yerinden kalkıp hayatı için etkin davranışlarda bulunması gibi. Her an savaşa hazır olmalı ve gerektiğinde kendisini cesaretlendirmek/güçlendirmek için savaş dansını sergilemelidir. Nitekim bu tutulmanın ve gündönümünün getirdiği karanlık, tıpkı bir savaşın karanlığını andırır gibidir. (Fırtına öncesi sessizlik de denilebilir) İçimizdeki yaşam gücünü güçlü tutmamız bu sebepten önerilmektedir. Umut ve inanç ise anahtar kelimelerdir.
Tutulma anında ayrıca Venüs 7° Kova: “En güzel biçimde şekillendirilmiş balmumu heykelleri” sembolizmiyle isteklerimizi nasıl maddeleştireceğimizi anlatıyor.
Net, yeni vizyonlar doğurabilmek için
her şeyi çok detaylı bir şekilde tasavvur etmemiz şarttır. Ama örnek alacak modellere sahip olmadığımız için o modelleri kendi kafamızdan icat ederiz. Bilimkurgunun teknolojiyi teşvik etmesi, mankenlerin güzellik ve zarafet algımızı belirlemesi ve de etik, ruhsal öğretilerin yaşamımızda nasıl hissedip düşüneceğimizi şekillendirmesi gibi. [2]
Başkalarını örnek almak, kendi özgünlüğümüzü bulana kadar bizi destekleyen faydalı bir yol olur, çünkü aslında bu onları taklit etmeyi arzulamanın ötesinde bir yaklaşımdır; örnek aldığımız kişiler içinde kendi özümüzü buluruz. Kendi potansiyelimizi görebilmek için başkalarının kendi potansiyelleri ile yapabildiklerine aşina olmak bizi motive eder.
Örnek alınan yolun nihai ve en doğru yol olduğuna takılmadan, kendi özgün yolunu bulmaya odaklanmaktır amaç. Herkes kendini farklı şekillerde gerçekleştirir, Seninle rezone olan örneği bulduğunda, kendi potansiyelini de bulmuş olursun.
Bunun için insanlarda en çok hangi yetkinliklere hayran olduğumuza, imrendiğimize bakalım. Bizim için hangi insanlar hangi özel niteliklerin kusursuz, değişmez balmumu objesi? Bu objede kendimizle ilgili neyi görüyoruz, buluyoruz, arzuluyoruz? Ne yaptığımız/yapmadığımız için yoksunluğunu çekiyoruz? Bu konuda harekete geçebilmek, arzumuzu materyalize etmek için ilk neler yapabiliriz?
Hazır olmadığınızı hissediyorsanız içinize çekilip tekrar sizin içinizdeki kusursuz objeye odaklanabilirsiniz. O sizin potansiyeliniz, onu canlandırmak ve yeryüzünde hayat bulmasını sağlamak için kabullenmeye gereken özeni ve ilgiyi vermekten çekinmeyin. İçinize dönün, onu sevgiyle kabul edin.
* “Kendini gerçekleştirmek” bu tutulmanın özü *
Bu mesajı daha da onaylamak, parlatmak, desteklemek ister gibi yanıbaşımızda beliren bir başka göksel vücut: Uranüs.
Uranüs tutulma anında 2° Boğa‘da olacak ve bunun Dane Rudhyar‘a göre sembolik açıklaması: “çiçek açmış yoncalara götüren doğal basamaklar”
Yaşamımızda her şey seçimlerimiz sayesindedir. Bir yolu seçer ve onun manzarasını seyrederiz.
Çocukluğumuzdan bu yana yaptığımız her seçim bizi şu ana getirdi.
Seçim yapmanın iki yolu vardır,
ya kurala/mantığa bağlı davranmak ya da doğal süreçle akış halinde olmak.
Ama bir diğer yol daha vardır ki bu orta yoldur ve muhtemelen yaşamın daha anlamlı olmasını sağlar. Bu da, gerektiğinde kurala, gerektiğinde doğaya uymaktır. Çünkü hayat tekdüze değildir. Onun işleyişini ne sadece insanlar belirler ne de sadece doğa. İnsanların kendi koydukları kurallar ile, doğanın belirlediği düzeni eşit oranda içselleştirmek bizi tutsaklık bilincinden kurtarır ve ilerlemek için gereken alanı açar.
Bu üçüncü yolun bakış açısı bize umutlu olmayı öğretir. Yaşamın sonsuz potansiyellerinin her an gerçekleşebileceği umudunu geliştirmemizi sağlar. Nitekim her şeyden önce, ancak umutlu olan insan istediklerine ulaşabilir.
Umut bir Doğa kuvvetidir ve kendine has bir rayihası vardır. Bir nevi beklenti ve güvenin mutlu birlikteliğinin meyvesidir. Bu hem bir şey için duyulan arzuyu bilmek, hem de şayet başa gelirse, başarısızlığın yalnızca geçici olduğunu idrak etmektir.
Ne kadar soyut ve hassas olsa da insan ruhu, ölçülemez, boyun eğmez bir umutla güçlendirilmiştir.
Çoğunlukla hayatlarımızı sıradan şeylerle geçiriyor olabiliriz, ama elbet bir gün sıradışı olan da mutlaka kapımızı çalıyor. Umutlu olmak, istediklerimize daha çokve istemediklerimize daha az çekilmemizi sağlayan ruhsal bir pratiktir. Şifayı ve mutluluğu umut edenler zaten şifa ve mutluluğun yolundadırlar; gergin, korkulu olanlar ise kendilerine kötümserliğin meyvelerini yerken bulurlar. [2]
Öyleyse Yeniay’ın yenilikler vaat eden enerjisine on katmış bu Tutulma’nın huzurunda öğrendiklerimizi düstur edinelim; Ve bu yeni yılda, hayatın potansiyelleri karşısında optimist, umut dolu olmayı ve kararlılıkla, güvenle kendi potansiyellerimizi köklendirmek için gereken tüm adımları en yüksek hayra atmayı seçelim.
Yeni yıl kutlu ve umutlu olsun.
Bu tutulmanın size özel etkilerini ve daha fazlasını öğrenmek için tıklayın.
Referanslar: [1] https://www.jessicaadams.com/ [2] https://www.jamesburgess.com/
Telif Hakkı 2019 @ Fitoenerjist
fitoenerjist.com