Yengeç Burcunda Ay Tutulması (2020)

İster dinleyin, ister okuyun. İster her ikisini birlikte yapın. Sevgiler.

10 Ocak 2020 İstanbul saatiyle 22:21:10’da Yengeç burcunda bir Ay Tutulması gerçekleşecek.

Tutulma Türkiye’den de gözlemlenebilecek. (İstanbul saatiyle)
Başlangıç:
20:07
Zirve: 22:10
Bitiş: 00:12

Hava İstanbul ve Ankara’da Cuma akşamı açık.

*Tutulma Haritası*
Pembe
: En iyi gözlemlenen yerler
Mor: Kısmi gözlemlenen yerler

Tutulmalar gökyüzünde gerçekleşen en önemli olaylardandır. Etkileri 90 günü bulabilir. Bu tutulmalar farklı burçlarda ve konumlarda gerçekleştikleri için sık sık “aynı olay” yaşanıyor gibi görünse de büyük farklılıklar gösterirler. Her biri görevi bakımından özgündür. Ayrıca her tutulma aynı yerden gözlemlenemediği için tutulmanın etki alanı da değişir.

Bilhassa tutulmanın gözlem noktalarında, kadersel hadiseler vuku bulabilmektedir. Her tutulma, ruhun bir veçhesini ortaya koyar. Bu veçheyi, bulunduğu burç, anın haritasındaki yerleşimler ve açılara bakarak anlayabiliriz.

Taşıdıkları yüksek enerjiden dolayı tarih boyunca, eski kavimler tarafından kötüye işaret görülmüşlerdir. Bu eksik bir yaklaşımdır. Tutulmalar elbette gerek olumlu gerek olumsuz olarak kendini gösterebilmektedir ama bu tamamen kişisel sebeplerdendir. Tutulma sürecinde karşılaşılan sorunlar, uygun şekilde köklendirilmemiş, içselleştirilmemiş veya kullanılmamış enerjilere işaret eder. Tutulmaların öğretisine ayak uydurulursa, bu anlamda tefekkür edilirse, enerji yalnızca şifaya kanalize edilirse, negatif hal ve tavırlar elekten geçirilirse, bu güçlü enerjiler yalnızca iyiye kullanılmış olurlar. Bu sayede de “kaçınılabilecek kaza-afetler”den korunulmaya olanak sağlarlar.

Bu kuşkusuz, sadece tutulmalar için geçerli bir prensip değildir. Kuvvetli her transit (gezegen geçişi), enerji sağlıklı çalıştırılamadığı veya direnç gösterildiği takdirde sıkıntılar yaratabilir. Ama bu, o transitlerin kötü olduğu anlamına gelmez, aksine o konuda sizin bir uygunsuzluk yaşadığınız anlamına gelir. Tekamül yolunda, tam olarak da o mevzuda kendinizi kapattığınızı, durdurduğunuzu, görmezden geldiğinizi gösterir.

Fotoğraf: Tom Clark

Yengeç burcunda gerçekleşen bu tutulma, bilhassa hassas, sezgisel hasletleri yüksek, su elementi belirgin kişilerde çok daha tesirli olabilir. O yüzden her şeyden önce hassas yaratımı olanların kendilerine özen göstermeleri gerekmektedir.

Aşırı hassas ve sezgisel iseniz, narsist/obsesif insanlara karşı olabildiğince tedbirli davranmalı ve kişisel alanınızı korumalısınız. Ancak bu noktada kurban psikolojisine girmemeye dikkat etmeli ve kendi değerinizi idrak etmelisiniz. Özgüven, özdeğer gelişimi üzerine çalışmalısınız. (Zikir-Dua, Meditasyon, EFT, NLP, Psikoterapi, Reiki, Access Conciousness oldukça yararlı yöntemlerden birkaçı.)

Bunun için nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız, yaşamınızda (bir konuda da olsa) otoriteyi elinize alıp, sizin de kendi gücünüze sahip olduğunuzu tasdik edin. Usta olduğunuz her ne konu varsa, bu günlerde bu hasletleri parlatmaya dikkat edin. Sezgileriniz daha kuvvetleneceği için insanların gerçek yüzlerini kolaylıkla okuyabilirsiniz, özellikle de “bakış açılarını“…

Ressam: Alana Intal

Bakış açıları, insanların size dayatmaya çalıştıkları, kendi yarattıkları gerçekliğin bir parçası olan yanılsamalardır. Bir kimsenin iyi ve kötüye dair bakış açısına sahip çıkarsanız, siz de artık o bakış açısına sahip olmuş olursunuz.

Unutulmamalıdır ki, her insan (ve geri kalan her şey) özgün hasletlerle yaratılmıştır. Hiçbir şey, bir diğerinin aynısı değildir. En ince ayrıntısına dek farklıdır. Kar tanelerinin asla bir diğerinin benzeri olmayışı gibi, insanlar da yaratılışta eşsizdir. Her insan kendi özgün gök haritasına sahiptir, dolayısıyla da her insanın düşünüş, algılayış, yapış, biliş şekli birbirinden farklı olmalıdır.

Başkalarının bakış açılarına kapılmak, insanın kendi özgün bakış açısından adım adım uzaklaşmasına neden olur; dolayısıyla da insan asla kendisi olamaz, birçok kişinin “bakış açılarının toplamı” halini alır.
Böyle bir insanın hiçbir orijinalitesi kalmaz.

Yengeç burcundaki tutulma ile, artık bize ait olmayan bakış açılarını serbest bırakmamız isteniyor. Bize ait olmayan hisler, bize ait olmayan güvenlik algısı, bize ait olmayan sevgi anlayışı yüzleşmek adına su yüzüne çıkabilir.

Ressam: Algen Pfleger

Yengeç burcu, duygularımızın hakimiyetini elimize almamızla ilintilidir. Varlığımızdaki Yengeç hasletini benimsediğimizde, insanların üzerimize projekte ettiği, bombardıman halinde gönderdiği olumsuz kayıtları bilinçli bir şekilde savuşturabiliriz, dış faktörlerden gelen duygusal veriler altında asla savrulmayız ve bilinçaltını olumsuz yargılardan, korku ve kuruntulardan korumaya başlarız.

Şayet Yengeç hasletlerine sahip çıkmazsak, bilinçaltına yüklenen başkalarına ait bakış açılarının üstüne bir de, Yengecin gölge yönleri olan bağımlı, kontrolcü, aşırı ilgili anne arketipini çalıştırabiliriz. Başkalarının düşünceleri öylesine önemli, kuvvetli bir hal alır ki, kendi gerçeğimizi göremez olur, kurban psikolojisine çekilir ve hatta bu diğer düşünceleri elimine etmek için savaş başlatırız. Bu basitçe, kıskançlık, haset, yalan, dedikodu, korku, öfke, asabiyet, boşboğazlık hatta şiddete varan etkilere ulaşabilir.

Yengeç hasletlerini doğru taşımak istiyorsak, önce herkesin kendi sesini duyurmasının ne denli önemli olduğuna olan inancımızı pekiştirmeli ve ardından bu sosyal mesajı insanlar arasında yaymaya başlamalıyız.

Herkesin kendi yaradılışını onurlandırmaktan “sorumlu” olduğunu idrak etmek çok önemlidir. Herkes yalnızca kendisi olma sorumluluğunu üstlenseydi bu neleri değiştirirdi? Muhtemelen hiç kimse büyümekten kaçmazdı ve “drama queen” gibi davranmazdı. Onun yerine, kendisi olma sorumluluğunu üstlenir, içsel bir özgürlük haline kavuşur ve özgürce vermeye başlardı. Yardımseverlik ve empati hasletleri güçlenirdi.

Sizce siz bu hasletlerin varlığını ne kadar çok onurlandırıyorsunuz?

İçinizdeki Yengeci ne kadar tanıyorsunuz?

Kendinizi “nerede olursanız olun” güvende, yuvanızda ve özgür hissediyor musunuz? Yoksa sürekli savunma güdüsünün ardına mı saklanıyorsunuz?

Ressam: Caring Wong

Tutulma esnasında Merkür, Güneş’in kalbinde olacak. (0° tam kavuşum ile)
Dua etmek, içe yönelmek ve kendimizle yüzleşmemize dair her türlü pratik bu dakikalarda çok ehemmiyet gösterecek. Artık bize ait olmayan duygu, düşünce ve kalıpları hayatımızdan çıkarmaya niyet etmek, yüzleşip bütünleşmek kolaylaşacak.

Cazimi de denilen Merkür‘ün Güneş‘in kalbinde olması hadisesinin, Ay Tutulması gibi büyük bir olaya denk geldiğini unutmayalım. Tesadüf diye bir şey yoktur.

“Sorumluluk” bu yılın ana teması olacağı için, gökyüzünün bizleri buna hazırlama girişimini fark edelim. Yengeç, Oğlak burcuna giden yoldaki ilk adımdır. Nitekim olgunluk ve sorumluluk önce kendi içimizde başlar. Önce duygu dünyamızda başlar. Ancak ondan sonra gerekli aşamaları atlayıp Oğlak burcunun duygusal olgunluğuna, soğuk kanlılığına geçebiliriz. Duyguları deneyimlemeksizin sorumluluk almaya çalışmak, yani direkt Oğlak olmaya çalışmak, insanı soğuk, katı ve vurdumduymaz yapar.

Tutulma anında Satürn-Plüto kavuşumunun
etkin olduğunu da hatırlatmakta yarar var.
(Eğer okumadıysanız/dinlemediyseniz buraya tıklayın.)

Gerek Yengeç’teki tutulma, gerek Cazimi, gerek Satürn-Plüto kavuşumu çok bariz bir şekilde arınmaya, hafiflemeye davet ediyor. Ama görüyorsunuz ki bu öyle alelade bir hafifleme değil, ciddi bir yüzleşme…

Dolunaylar biliriz ki birer bırakma zamanıdır. Yeniay’da verdiğimiz kararın, başladığımız işin devamının gelip gelmeyeceğini düşünme vaktidir.

Şimdi verdiğimiz her karar, Kozmik Antlaşma‘yı imzalamak gibi olacak.

Ay, tutulma anında 10. evde olacak. Dolayısıyla bu bazılarımız için kariyer açısından önemli bir dönemeç olabilir. Dünya çapında anlaşmaların bozulmasına, bitişlere ve uzaklaşmalara tanık olabiliriz.

Kolektif bilinçte bazı kırılmalar görülebilir. Bazı sistemlerin artık işe yaramadığına karar verilebilir. En iyi ihtimalle kötü alışkanlıklardan, projelerden, kanun ve kurallardan kurtulabiliriz. Hükümetler, gezegene zararlı olan fikir ve ürünleri yasaklayabilir. Dünya halkı için daha güvende hissettiğimiz bir yaratıma gebe olabilir. Ama şu prensibi unutmayalım: yeniyi yaratmak için, önce eskinin yıkılması gerekir.

“Delilik: Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir”
– Einstein.

Tutulma anının yükseleni Başak. O yüzden tüm bu süreçleri başarıyla tamamlamak için Başak titizliğinde davranmak şart. Nitekim insan sorumlu olacaksa, önce titiz olmayı öğrenmeli.

İlgili konunun en hayırlı, huzurlu, ahenkli olabilmesi için onu eski kirlerinden, ağırlıklarından temizlemek, kuşkusuz köşe bucak bir titizlikle mümkündür. Çünkü köşe bucak kendini incelemeden insan, karanlık köşelerinde saklanan “çer çöpü” göremez. İçsel konularda titiz olmak; dikkat, niyet, anda olma hali, sorununun ne olduğuna dair tam bir farkındalık, geliştirildiğini kanıtlar.

Fiziksel/Psikolojik/Ruhsal sağlığınız için
Tutulma enerjilerinden yararlanmak istiyorsanız:

  • Tutulma günü hafif beslenin veya oruç tutun.
  • Hayvansal gıdalardan kaçının.
  • Alkol kullanmayın.
  • Aromatik bitkiler ve meyveler tüketin.
  • Tutulma saatini meditasyon ve ibadetle geçirin.
  • Düşüncelerinizin ve ağzınızdan çıkan sözlerin temizliğine dikkat edin.
  • İzlediğiniz ve dinlediğiniz şeylerin Aydın (Sattvik) doğada olmasına özen gösterin.
  • İçinize dönüp kendinizle ve “düşmanlarınızla” yüzleşin. Affedin. Kucaklayın. Sevin.

Tutulma saatinde yapabileceğiniz kısa bir meditasyon:

Telif Hakkı 2020 @ Fitoenerjist

fitoenerjist.com
Please follow and like us:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Email ile Takipte Kalın
Instagram
WhatsApp
error: Content is protected !!
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close