Yay Burcunda Ay Tutulması (2020)

05 Haziran 2020 İstanbul saatiyle 22:12:14’te Yay burcunda bir Kısmi Ay tutulması gerçekleşecek.

Tutulma Türkiye’den gözlemlenebilecek. (İstanbul saatiyle)
Başlangıç:
20:45
Zirve: 22:24
Bitiş: 00:04

Hava durumu; İstanbul’da parçalı bulutlu, Ankara’da açık görünüyor.

*Tutulma Haritası*
Pembe: En iyi gözlemlenen yerler
Mor: Kısmi gözlemlenen yerler

Tutulmalar gökyüzünde gerçekleşen en önemli olaylardandır. Etkileri 90 günü bulabilir. Bu tutulmalar farklı burçlarda ve konumlarda gerçekleştikleri için sık sık “aynı olay” yaşanıyor gibi görünse de büyük farklılıklar gösterirler. Her biri görevi bakımından özgündür. Ayrıca her tutulma aynı yerden gözlemlenemediği için tutulmanın etki alanı da değişir.

Bilhassa tutulmanın gözlem noktalarında, kadersel hadiseler vuku bulabilmektedir. Her tutulma, ruhun bir veçhesini ortaya koyar. Bu veçheyi, bulunduğu burç, anın haritasındaki yerleşimler ve açılara bakarak anlayabiliriz.

Taşıdıkları yüksek enerjiden dolayı tarih boyunca, eski kavimler tarafından kötüye işaret görülmüşlerdir. Bu eksik bir yaklaşımdır. Tutulmalar elbette gerek olumlu gerek olumsuz olarak kendini gösterebilmektedir ama bu tamamen kişisel sebeplerdendir. Tutulma sürecinde karşılaşılan sorunlar, uygun şekilde köklendirilmemiş, içselleştirilmemiş veya kullanılmamış enerjilere işaret eder. Tutulmaların öğretisine ayak uydurulursa, bu anlamda tefekkür edilirse, enerji yalnızca şifaya kanalize edilirse, negatif hal ve tavırlar elekten geçirilirse, bu güçlü enerjiler yalnızca iyiye kullanılmış olurlar. Bu sayede de “kaçınılabilecek kaza-afetler”den korunulmaya olanak sağlarlar.

Bu kuşkusuz, sadece tutulmalar için geçerli bir prensip değildir. Kuvvetli her transit (gezegen geçişi), enerji sağlıklı çalıştırılamadığı veya direnç gösterildiği takdirde sıkıntılar yaratabilir. Ama bu, o transitlerin kötü olduğu anlamına gelmez, aksine o konuda sizin bir uygunsuzluk yaşadığınız anlamına gelir. Tekamül yolunda, tam olarak da o mevzuda kendinizi kapattığınızı, durdurduğunuzu, görmezden geldiğinizi gösterir.


Ressam: Ellysiumn

Yay burcunda gerçekleşen bu tutulma, içimizdeki ateşi uyandırıyor. Bu ateş, Yay’ın ateşidir. Ateş elementi burçlarının (Zodyak sırasında) sonuncusu olan Yay, kendinden önce gelmiş olan diğer ateş burçlarının bilgisini bünyesinde taşıdığı için Bilge Ateş‘in taşıyıcısıdır. Koç gibi “Hiperaktif Çocuk Ateşi” ya da Aslan gibi “Gençlik Ateşi” değildir. Onların tadına varmıştır ruhunda. Dolayısıyla, bu Dolunay sürecinde Yay’ın Bilge yönünün deneyimlenmesi gerekmektedir.

Her ne kadar Yay, seyahat ile ilişkilendirilse de aslında bana göre asıl seyahat burcu Kova’dır, Yay ise ilim Çin’de de olsa giden seyahatçi tipidir. O içi boş nedenlerden değil, bilgelik dolu nedenlerden dolayı yolculuk eder.

Yay, bir birey olarak öğrenmek ve daima kafasındaki derin, cevabını kimselerde bulamadığı soruları çözmekle uğraşmaktan haz alır.

Tutulmanın güçlü, tetikleyici, itekleyici enerjilerinin desteğiyle uzun zamandır öğrenmemiz gereken Tekamül ödevlerini tamamlayabilir, başımıza gelen hadiselerden çıkarabileceğimiz en faydalı çıkarımı/dersi edinebiliriz. Bu zamanlarda hayat bizim karşımıza ne çıkarıyorsa, Bilincimizi açmak, alanımızı genişletmek için olduğunu bilerek hareket edelim.

Yaratıcılık, sezgisellik Ateş’in elinde bir oyuncak gibidir. Onu istediği şekilde eğip bükebilir. Yay’ın Yüksek kapasiteli Bilgelik Ateşi, hayatımızda ihtiyacımız olan yaratımları seçebilir olmamızı kolaylaştıracaktır. Yani, hayatımıza çekmemiz gereken şeylerin çok daha farkında olabilir ve bunlar için bilinçli bir şekilde talepte bulunabiliriz.

Seçim, bu hayatta insana verilmiş çok önemli bir kuvvettir. “İste vereyim” der, Yüce Allah. Biz istersek şayet, bizim hayrımıza olduğu müddetçe bize vereceğini müjdeler.

Yay enerjisi, bizim düşünce kapasitemizi genişleterek daha bilgelikle istememizi kolaylaştırır. Yay enerjisi hepimizin içinde akmaktadır. Çünkü bizler içimizde bütün Zodyağı taşırız. İçimizdeki Yay’ın farkına varıp, ondan öğrenme vaktidir şimdi.

Ressam: LouisDyer 

İçinizdeki Yay’a kanal olun, izin verin size rehberliğini sunsun.

Siz içsel Radyonuzu Yay frekansına ayarladığınızda, Kainat sizi yönlendirmeye başlar. Akışı ona göre çevirir ve geriye kendinizi akışa bırakmak kalır. Akışın sizden talep ettiklerine boyun eğdiğinizde, onun zaten sizin talebinize uygun şeyleri talep ettiğini anlarsınız.

Eğer Yay hasletlerimize sahip çıkmazsak, hiçbir şekilde kendimize ait özgün düşüncelere sahip olmayız, daima başkasının fikirlerinin papağanı gibi konuşuruz. Yay hasletlerine sahip çıkan kişi, kendi özgün fikirlerinin sözcüsü olabilir.

Kendinize sorun;

  • Düşüncelerinizin % kaçı kendinize ait? Başkalarından öğrendiğiniz düşünce modellerine, öğretilere, fikirlere göre mi düşünüyorsunuz yoksa birisi size bir şey söylediğinde tamamen kendi özgün yaratımsal düşüncenizi mi ortaya koyuyorsunuz?
  • En son daha önce hiç kimseden duyulmamış hangi fikri/düşünceyi ortaya attınız?
  • Sizin için hayatın anlamı nedir? Bu soruyu kendinize sorup, ihtiyacınız olan, ruhunuzu doyuran arayışa çıkma cesaretini gösterdiniz mi?
  • Tamamen içgüdüsel olarak en son ne zaman davrandınız? İçgüdülerinize güveniyor musunuz?

Yay hasletlerine sahip çıkmamak tüm bu yüksek bilgelikten sizi mahrum bıraktığı gibi üstüne eğer bir de gölgesine kaçarsanız; belli başlı konuların fanatiği/taraftarı olan, üstten bakan bir ben bilirimci, samimiyetsiz, ikiyüzlü, eleştiriye gelemeyen, geveze bir insan olabilirsiniz.

Ressam: akreon

Yay, başlı başına manevi nitelikleri gelişmiş, sezgisel bir burç olduğu ve kendi içinde yüksek ilimlerin anahtarını taşıdığı için; sezgisel olanlarımız bu günlerde enerji alanlarının genişlediğini, beslendiğini daha çok hissedebilir. Bizi harekete geçmeye iten bir güç olduğunu diğer Dolunaylardan çok daha fazla hissedebiliriz. Meditatif çalışmalar bu günlerde çok daha tesirli olacaktır. Bilhassa da Yay enerjisini çalıştırdığımız Chigong, Taichi gibi kas ve tendonları akort eden meditatif egzersizler yapılabilir.

Yay hasletlerini doğru çalıştırmak istiyorsak, bilginin daima ötesi olduğunu hiçbir zaman öğrenciliğin bitmediğini kabul etmeli ve ardından bu sosyal mesajı insanlar arasında yaymalıyız.

İkizler-Yay aksını doğru çalıştırabilmek namına bu yaklaşımı gözetmek, yeni bir bilinç olarak hayatımıza adapte etmek çok önemlidir. Bu süreçte boş bilgilere kapılmak yerine, bizi geliştirecek, ilerlememize alan açacak olan bilgilere yönelmemiz gerekmektedir. Aksi halde, gevezelik, maymun iştahlılık ve sığ düşüncelerin tuzağına düşülebilir.

“Kişisel gelişim” üzerine yolunuzda ilk adımı atacaksanız şu an tam zamanı. Maddi manevi hayatta dengeyi bulmanıza katkı sağlayan her şeyi sevgiyle kabul edin hayatınıza.

Tutulma anının yükselen burcu Oğlak, bu da başladığımız kişisel gelişim yolculuğunda kararlı ve sağlam durmamız gerektiğini, bunun hemen pes edilmeyecek bir yol olduğunu bize hatırlatır ve öğütler nitelikte.

Tutulmanın konumu itibariyle, bu günlerde toplumsal (kolektif) bilinçaltını şifalandırıp, artık hizmet etmeyen bakış açılarını farkındalıkla, bilgelikle eleyebilir ve yerine taze bir bilincin çiçeklenmesine şahit olabiliriz.

Fotoğraf: Tom Clark

Tutulma enerjileri o denli kuvvetlidir ki, yaşamın akışı ve şartlar ayağımızın altında biz daha fark etmeden değişip dönüşebilir. Şaşırtıcı ve hayatımızda etki yaratan haberler alabiliriz. İçinde yüzdüğümüz nehrin akışındaki farkı hissedebilir ve buna adapte olup olmayacağımız seçimi ile karşı karşıya kalabiliriz. Eğer akışa uyarsak, zamanın enerjileriyle çatışma yaşamadığımız için potansiyel negatif etkilerini de yaşama ihtimalimiz azalır. Nihayetinde de bunu yapabilmek için kendi içimizde dengeyi bulmamız gerekir.

Bu Ay tutulmasında eğer bizi geçmişte tutan kalıplardan, blokajlardan kendimizi temizlemezsek akışa kendimizi bırakamayız ve ay sonunda gerçekleşecek Güneş tutulmasında bizi ileriye yönelik destekleyen enerjilerden mahrum kalırız. O nedenle Ay tutulmalarını çokça önemsemek gerekir.

Yay burcundaki bu Ay Tutulmasının, bizim yeni ve daha öte bilgiyi kabul etmemizi engelleyen yanımızdan özgürleşmemizi istediği açık.

Nitekim bu tutulma anında bunu onaylar nitelikte bazı gezegen yerleşimleriyle karşılaşıyoruz:

  • Mars-Ay/Güneş Karesi (y)
  • Merkür-Şiron Karesi (u)
  • Merkür-Yükselen Karşıtlığı (u)
  • Merkür-Uranüs Sekstili (u)
  • Şiron-Yükselen Karesi (u)
  • Uranüs-Yükselen Üçgeni (u)
  • Şiron-Venüs Sekstili (y)
  • Güneş-Venüs Kavuşumu (u)
    y: yaklaşan u: uzaklaşan

Anlayacağımız o ki, eski mental kalıplar artık bize hizmet etmiyor. Yenisinin gelmesi gerekiyor ve bu süreçte gözümüzün önünde insanların duygusal düzeyde nasıl değiştiğine şahitlik ediyoruz. Duygusal bilgiyi alıp bilgeliğe dönüştürüyorlar. Bu yaşanan olay bütün kolektifi kapsıyor. Kolektif bilinçaltını etkileyen, sınırlı, bağnaz bilgiden bizi kurtaracak olan bir döneme geçtiğimizi görüyoruz.

Enerji bizi bu durumların ortasına koyuyor olsa bile (Mars-Ay), bize büyük sorumluluk (Oğlak) düşüyor. İçimizde muhtemelen bir şeyleri değiştirmek adına büyük bir dürtü hissediyoruz. Bu his, hem kendi hayatımızda yaratacağımız kendi çapımızdaki değişimler için, hem de kolektif bilinçaltında yapacağımız değişimler için çok değerli. Bu değişimlerin birden bire (Uranüs-Yükselen) gelme ihtimaline kendinizi hazırlayın. Sürprizlere, mucizelere açık olun. Değişim için sorumluluk almak bu dönemde çok daha heyecan verici, merak uyandırıcı gelebilecektir. Malum, sorumluluk öyle tatlı, lezzetli bir konu gibi hissettirmez her zaman. Nitekim Satürnyen bir doğaya sahiptir, kişiyi belli bir odakta kısıtlar. Oysa şimdi hiç öyle görünmüyor! Yeni bir yapılanmaya doğru giderken, alanımızın çok daha özgür, açık, ferah ve yenilikçi olabildiğini görüyoruz.

Ressam: AnatoFinnstark

Kolektif ve bireysel düzeyde sinir sistemlerimiz güçleniyor, önceden belki bize aykırı gelen düşünceler çok daha olası ve mantıklı, akla yatkın hatta değerli gelmeye başlıyor. Çünkü anlıyoruz ki, eskiden bizi kısıtlayan, dar kafalı yapan her şey atalarımızın Güneşsel/Aysal yaşanmamışlığından geliyor! Atalarımızın o zamanlarda yaşadıkları şartlar çerçevesinde, hayatın zor olduğu, değişmemesi gereken kuralların -kendini korumak için- şart olduğu, fikir değişmenin zayıflık olduğu fikirlerine tutunduklarını görebiliriz. Bu onların kendi Güneş ve Aylarını yaşamamalarına nedendir.

Devir değiştikçe, tıpkı zodyak devrinin sürekli burç değiştirmesi gibi yeni bir atmosfere gireriz. Nitekim bu yeni atmosfere adapte olabilmek de kolektif evrimin bir şartıdır.

Bilinçler yükseldikçe, bir önceki devrin bilgisini yaşamak kişiyi zamanın şartları içerisinde çok daha sıkışmış hissettirir. Yeni çağı getirenler, ileri görüşlü kişiler ise henüz yeni devir başlamadan önce bu devir hakkında bilgi aktarmaya başlayabilirler. İşte bu tam olarak öyle bir dönem. Ama insanlar bir önceki devir neredeyse tamamen kapanmış olmasına rağmen hala konforlu, aşina, güvenli hissettiren o eski bakış açılarına takılı kalabiliyor.

Bunu günümüzdeki 50 yaş üstü kişilerde rahatlıkla gözlemleyebiliriz. Eğer 50 yaşın altında bireylerde de gözlemlenebiliyorsa, onlar büyük ihtimalle “aile mirasını” (karmasını) sırtlanan ve buna takılı kalan kimselerdir.

Tutulma anında Güneş-Venüs kavuşumu hala aktif olacak. Yani içimizde güzel, umutlu, aydınlık bir taraf uyanık olacak. Bu aydınlık tarafı iyi değerlendirmeye özen gösterelim. (İlgili yazıyı okumadıysanız: İnstagram)

Özenli olmak; yeni bir devrin gelişini olabildiğince sağlam ve sarsılmaz bir temelle kurmak için önemlidir. Örneğin, eğer Amerika’da (ve belki kendi içimizde) ırkçılık, ayrımcılık konusunda herhangi bir istisnaya yer bırakmayacak şekilde önlemler alınmazsa yapılan eylemler, harcanan emekler istenildiği gibi kalıcı sonuçlara gebe olmayabilir. Bu muhtemelen en sağlıklı şekilde Yay burcunun konusu olan adalet-hukuk kanalları, yasa koyma şeklinde gözetilecektir. Çünkü bu konuda gerçekçi bir adım atılmazsa, Yüksek Bilinç topraklanabileceği sağlam bir zemin bulamaz.

Fiziksel/Psikolojik/Ruhsal sağlığınız için
Tutulma enerjilerinden yararlanmak istiyorsanız:

Ressam: AquaSixio
  • Tutulma günü hafif beslenin veya oruç tutun.
  • Hayvansal gıdalardan kaçının.
  • Alkol kullanmayın.
  • Aromatik bitkiler ve meyveler tüketin.
  • Tutulma saatini meditasyon ve ibadetle geçirin.
  • Düşüncelerinizin ve ağzınızdan çıkan sözlerin temizliğine dikkat edin.
  • İzlediğiniz ve dinlediğiniz şeylerin Aydın (Sattvik) doğada olmasına özen gösterin.
  • İçinize dönüp kendinizle ve “düşmanlarınızla” yüzleşin. Affedin. Kucaklayın. Sevin.

Telif Hakkı 2020 @ Fitoenerjist

fitoenerjist.com
Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Email ile Takipte Kalın
Instagram
WhatsApp
error: Content is protected !!
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close