7 Ağustos 2020 18:21 itibariyle Venüs Yengeç burcuna geçiş yapıyor.
Son günlerde aldığımız birçok mesaj gibi, Venüs’ün bizlere mesajı da çok önemli. Bu mesajların veya öğrenim temalarının birbirini desteklediği aşikar.
Yengeç Venüs‘ün geçiş anında 5. evde bulunduğu görülüyor.
Aslan Güneş ve Merkür 7. evdeler.
Ay‘ın henüz Koç burcuna geçtiğini ve 2. evde konuşlandığını görüyoruz.
Yükselen bize 0° Kova burcundan göz kırpıyor.
Bu sefer geçiş yapan burçla aynı derecede Yükselenin oluşu bizim için önemli bir gösterge. Zira Merkür‘ün tam karşısında yer alan ve Dolunay burcu olan Kova’nın bu rolü üstlenmiş oluşu manidar. Bir sonraki dolunaya kadar Venüs‘ten büyük anlamda destek bulacağız anlaşılan.
Bu önümüzdeki ay, Venüs’ün titreşimlerinden güç alarak içimizdeki şefkate, empatiye, ilişki kurma yetkinliğine, içimizdeki ve dışımızdaki çocuğa, özgür olma ihtiyacımıza temas edebiliriz.
Kalp de bir iletişim aracıdır, bu yüzden Merkür’ün iletişimdeki payı kadar Venüs’ün de payı vardır. Burada bilgiyi aldığımız yer zihnimiz değil, kalbimizdir. Bugün itibariyle kalbimizin Yengeç veçhelerini uyandırmayı, kullanmayı öğreneceğiz. Kalbin Yengeç veçhesi, aslında hayatta ilk öğrendiğimiz veçhedir. Annemizle ve ardından ailemizle kurduğumuz derin sevgi bağıdır o. Kalbimizin “aile” olmaya dair hissettiği sıcaklık bu veçheden gelir. Ne yazık ki toplumun büyük bir kısmı aile teması karşısında kalplerinin ısınmadığını ve sevgi duyamadığını deneyimlemektedir. İnsanların birbirlerinden gitgide uzaklaşması ve samimiyetin sanallaşması nedeniyle bu durum çok daha artmaktadır. Öyle ki, Venüs’ün Yengeç veçhesi için “nesli tükenen” veya “endemik” kavramlarını kullansak çok acayip olmaz.
İnsan doğasının temelini oluşturduğu için aslında hepimiz Yengeç bilgisini hücrelerimizde taşırız. Hepimiz anne sevgisi ile beslenmeye, bir ailenin parçası olmaya, şefkat görmeye, ilgilenilmeye ihtiyaç duyarız. Bu çok doğal bir şeydir. Eğer her insan duvarlarını indirse, ilk yapacağı şey karşısındaki insana ilgi duymak ve destek olmak olacaktır. Günümüzde örülmüş olan bir takım duvarların bizi kırılganlıktan, yaralanmaktan koruyacağına o kadar inanmışız ki, kalbimizi tüm kainata, insanlığa açabilecek kudrete ve varoluşun tümünü bir aile olarak görme vizyonuna sahip olduğumuzu unutmuşuz. Oysa insan, Kainatın bir çocuğu ve içinde bulunan her şey de onun Ailesinin birer üyesi…
Böylesi bir unutmanın, hakikate kapanmanın birçok nedeni var aslında. Ama hepsinin ötesinde bir tane var ki o da hata yapmaktan korkmak… Küçüklüğümüzde eğer ailemiz bize hata yapmanın korkunç ve affedilemez bir şey olduğunu öğretmiş ise, hata yaptığında ödü kopan bir çocuk olmamıza neden olmuş ise, ne yazık ki kalbimizi dış dünyaya zar zor açarız. Bu hem bizim potansiyelimizi yaşamamıza engel olur, hem insanlarla “içten” bağ kurmamıza engel olur. Çünkü bir hata yaparsak, bir şeyi yanlış dersek eleştirilmekten çekiniriz. Bu, Satürnyen bir düzenin işidir. Venüs Yengeç geçişinin yükseleni üzerinde gördüğümüz Satürn de, özgürlüğümüzün önünde duran yegane engelin sert kurallar, katı disiplin, bağnaz bakış açısı olduğunu bize bir daha hatırlatmaktadır.
5. evde konuşlanmış olan Venüs Yengeç, iç veya dış fark etmeksizin, çocuk ruhunun aile içinde her şeyin ötesinde Sevginin temel alınarak desteklenmesini istiyor. Ay Koç ile yaptığı kare, çocuğunu sevgiyle desteklemek yerine, harekete geçirerek, itekleyerek, güçlü olması yönünde terbiye ederek bakmaya çalışan bir anne modeline işaret ediyor ve bu modelin Sevginin yoluna taş koyduğunu, karşısındaki çocuğu anlamak yerine kendi dürtülerini önemli gördükçe ilgiye, sevgiye, şefkate ihtiyaç duyan evladının sağlıklı bir temelde gelişemeyeceğini bizlere ifade ediyor.
Venüs Yengeç’in çok daha kolektif bir aile modelini (Kova) benimsemesinin önündeki yegane engelin ise baba figürünün katı, disiplinci, otoriter (Satürnyen) bir yaklaşım gütmesi olduğunu görüyoruz. Nitekim bu haritada 12. eve denk gelmeleri, artık böyle eski yaklaşımların bu Venüs Yengeç geçişinde sona ermek üzere olduğunu, kolektif bilinçdışında “Venüs Yengeç 5. ev” yaklaşımı ile tanıştırıldığımızı ve bunun kolektif adına büyük bir dönüm noktası (KAD kavuşumu) olduğunu gösteriyor.
Ayrıca 5. ev kadar, 7. ev temalarının da önemli olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim geçen gün Aslan Yükseleni ile Aslan’a geçen Merkür’ün bu haritada da Aslan Alçalan üzerinde olduğunu görüyoruz (Karşıt burçlarda Yükselene sahipler) Bu da bize birbirlerini tamamlayan önemli mesajlarla geldiklerini apaçık ifade ediyor. O yüzden Merkür ve Venüs yazılarını tek bir yazı olarak bile değerlendirebilirsiniz.
“Çocuğun eksiklikleri yerine, potansiyeline odaklanmak; Dünyaya aidiyet hissetmesini, kendine saygı duymasını ve kendini önemli görmesini sağlar”, der Venüs Yengeç. İnsanın kendini bu dünyaya ait hissetmesi her şeyin başında gelir. Kendini Dünyada evinde hissedebilen insan, kalbini kolaylıkla sevgiye açar, hata yapmaktan korkmadığı için başarıdan başarıya koşar, içsel bir kabul halini yaşar, ilişkilerinde güvende hissetmeyi ve hissettirmeyi bilir, tam bir açıklık halinde yaşadığı için kendini cömertçe ifade etmenin konforunu yaşayabilir.
Bir araştırma, eleştirilen çocukların olumlu ya da olumsuz tüm duygularını ifade etmekte ne kadar zayıf olduklarını kanıtlamış. Bu çocukların yanlış bir şey söylememek için ve insanlardan negatif bir dönüş almamak için insanlarla iletişimlerini sınırlı tuttuğu ve dolayısıyla sosyal becerilerinin gelişmediği anlaşılmış. Ayrıca çocukluklarında eleştirilen insanların anksiyete ve depresyona daha yatkın oldukları gözlemlenmiş. Devamlı eleştirilen insanlar, bilinç dışında bunu sadece ailelerinden değil, tüm dünyadan beklemeye başladıkları için içe çekiliyor ve toplumdan soyutlanıyorlar. Soyutlanmak ise birçok psikolojik rahatsızlığın temelini oluşturuyor. Soyutlanan insan duygularını akıtacak bir kanal bulamadığında bu duygu içteki akışı, uyumu, ahengi bozuyor. Bu insanlar ne yazık ki “görülmedikleri” için içten içe ölüyorlar. Dışarıdan mutlu görünebiliyorlar, ama içte toplumsal kaygılar onları tüketmeye başlıyor. Aslında içlerinde taşıdıkları büyük vericilik potansiyelini kullanmadan -kendilerini gerçekleştirmeden- bir ömür geçiriyorlar.
Elbette bu durumun şifalanması için hiçbir zaman geç değil. Eğer sevdiğimiz insanlara şefkat ve sıcaklık göstermeyi öğrenirsek, onları “gördüğümüzü” ve hatalarıyla, kusurlarıyla da onları sevdiğimizi, kabul ettiğimizi, değer verdiğimizi hissettirirsek kalbinin önüne duvarlar örülmüş bu dünyanın önünü açabilir, duvarları yıkabilir, hep birlikte çok daha güvende hissettiğimiz bir manzaranın tadını çıkarabiliriz. Nitekim kim ne derse desin aslında herkes bir ötekinin kalbini hisseder, her insan empatik bir varlıktır.
Empati bir kalp egzersizidir ve bu egzersizi bir insan ne kadar çok yaparsa o kadar kalbi güçlenir. Anlamayı seçen bir insan aynı zamanda anlaşılmayı da seçmektedir. Siz bir insana şefkatle aynalık yaptığınızda, karşınızdaki de size şefkatle aynalık yapar. Aynalarınız size, sizinle ilgili çok şey anlatır. Eğer size empati yapılmadığını hissediyorsanız önce bu konuda ne gibi duvarlara sahip olup olmadığınızı iyice bir araştırmalısınız.
Duygular geçicidir, onlara bu kadar kapılmadan yaşamayı öğrenmek ilk önce onlarla yaşamayı öğrenmekten geçer. Venüs Yengeç özünde işte bunu öğretir. Duyguların rahatça akıp gitmesine izin verebilen bir kalbe sahip olmamızı ister bizden. Bunun için de kendini güvende hissetmek gerekir ve siz etrafınızı güvende hissettirdiğiniz de, etrafınız da sizi güvende hissettirmeye başlar.
💮His Yüklemesi: Güvende olmanın Yaradan tanımını bilmek ister misiniz? (“Evet” yazın.)
Işık olsun. ✨
Telif Hakkı @ 2020 Fitoenerjist
fitoenerjist.com
Evet