
Herkese merhaba 🙏
19 Ağustos 2020 saat 05:41’de Aslan burcunda bir Yeniay gerçekleşiyor. Aslan konularında yeniliklere, aydınlanmalara gebe olan umut vaat edici bir Yeniay.
Aslan vurgusunun çok kuvvetli olduğunu görüyoruz. Bu Yeniayın, Yükseleni dahi Aslan ve 1. evde güçlü bir Aslan yığılımı var.
Ateş elementinin besleyici yönüyle şu günlerde bol bol haşır neşir oluyoruz. Aslan’ın yöneticisi Güneş’in Asklepius ile kavuşumu, Koç Mars ile üçgeni, kanı, yaşam gücünü, hücresel yenilenmeyi ilgilendiren konularda büyük şifa fırsatlarına kapı açıldığını haber ediyor.
Bu özel günde ayrıca Venüs’ün Uranüs ile iletişimde olduğunu görüyoruz. Ben bu ikiliyi Reiki enerjisi ile bağdaştırırım, bir araya geldiklerinde Ruhsal/Manevi bir açılım, uyanış gerçekleşir. Bu sefer biraz bizim isteğimizle doğrudan ilişkili ilerliyor süreç. Kalbini açmaya gönüllü, Kainatla bağlantıda olmayı seçenlere hediyeleri var.
1. evdeki yığılıma bakılırsa, kendimizi olduğumuz halimizle cesaretle ifade etmek için çok önemli bir zamanda olduğumuzu söyleyebiliriz. Özgüven, cesaret, azim, yaratıcılık isteyen her türlü konuda aydınlanmak için fırsatlar önümüzde. Uzun zamandır yapmadığımız ama benliğimize, varlığımıza güç verecek ne varsa şimdi bu konuda bir şeylere yön vermek için tam zamanı. Kim olduğumuzu hatırlayalım ve bunun arkasında cesurca duralım. Şayet kendi hakikatinizi, ışığınızı benimsememiş biriyseniz birçok anlamda sizi bastırıp sindirmek için yaşam sınavları ile sınanma riskiniz artar. Ama bu konularda çözüme ulaştıysanız, alanınız çok daha rahat, aydınlık ve canlılık verici potansiyeller ile çevrilir. Bu Yeniay çoğunlukla aydınlık potansiyelleri fark etmemiz için bir motivasyon sağlayıcı işlevi görüyor diyebiliriz.
Görülmemek, varlığının farkına varılmamak insanı yok eden bir şeydir. Bu yüzden birçok insan bundan korku duyar. Oysa korku duyulacak asıl şey bu değildir. Nitekim birinin görünmemesinin tek sebebi kendi ışığını parlatmamasıdır. Kendisinin farkında olmazsa kişi, başkalarının da kendisinin farkına varmasını bekleyemez. Genel bir Aslan sorunsalı olarak bunun çözümü, Aslan niteliklerini başkalarını parlatmak için kullandığı gibi kendini de parlatmak için kullanmasıdır. Yani kendisi için optimist olmalı, kendisi için cesaret duymalı, kendisi için motivasyon sağlamalıdır. İnsan bunları kendisine sağladığında ışığı parlamaya başlar ve bir Güneş gibi hem kendini hem başkalarını aydınlatabilir olur.
Aslan hasletleri şu dünyada ruhsal/zihinsel sağlığımızı koruyan en önemli hasletler olabilir. Aslan bizlere içimizde çok güçlü bir enerji kaynağı olduğunu ve bunu diğerleri ile cömertçe paylaşabileceğimizi öğretir, ama öncesinde bu enerjiyi kendimizle paylaşmamız gerektiğini hatırlatır. Nitekim bu enerji kaynağının devridaim edebilmesi için kişinin kendisini unutmaması şarttır. Ancak bu sayede içimizdeki kaynak, optimizm, neşe, sevecenlik, dostluk hisleri ile diğerlerine taşabilir.
Asklepius, bu günlerde duygusal-bedensel bütünlüğümüzü optimizm kanalıyla beslemenin şifalı niteliklerini bir kez daha hatırlatırken, bunu başkalarına da taşımak, öğretmek için bizleri teşvik ediyor. Duygular, insan yapısında genellikle hafife alınan, gerçek güçlerinin farkına varılmayan enerji birimleridirler. İnsanın bu duygusal enerji birimleriyle uyum içinde olması kendini tanıması için elzemdir, aksi halde bir girdap gibi içinde kaybolup duygularının esiri olur. Duygular ile ne kadar ahenk yakalanırsa kişi o kadar kendisi olabilir. Cesaret, duygu-beden dengesinin bir ürünüdür. Elbette cesaretin aşamaları vardır, dürüst olma cesareti ile yüksek bir tepeye tırmanma cesareti aynı değildir. Nitekim her cesaret temasının yarattığı duygu başkadır. Dürüst olacak bir kişinin cesaretinin önünde duran şey sevilmeme korkusu olabilirken, yükseğe tırmanacak kişinin ise ölüm korkusu olabilir. Öyleyse kendimizi cesur diye tanımlamadan önce korkularımızı hatırlayalım. Korkular, cesaretin önünde duran nihai engellerdir. Cesaretin engellenmesi ise insanın “yaratım” gücünü elinden almaktadır. Ve kişi kendisine Yaradanın bahşettiği bu kudreti kullanamadığı takdirde güçsüzleşir. Kendisini güçsüz hisseden insan ise ne yazık ki kendisini hasta eden insandır. İçindeki “yaratım” veya “yaşam” gücünü tanımayan insan bu gücün kendi bedeninde akmasına da izin veremez. Yaşam gücü, Çi, Ki, Prana, Enerji olarak da tanınan bu güç insanın fiziksel, duygusal ve ruhsal dünyasını besleyen yegane şeydir.
Güneş/Ay-Mars etkileşiminin işaret ettiği işte bu içimizdeki Güneşsel gücün kaynağına inip onu açığa çıkartmak bu Yeniayın bizlere verdiği ana görevlerinden biridir. Güneşsel gücümüzün zarar gördüğü ilk yerin benlik, kişilik algımız olduğunu unutmayalım. Yaşam gücünün burada sınırlı akması, kişinin kendisini sınırlamasına sebebiyet verecektir. Kendisini yetersiz hissetmeye meyledecektir. Kendi içine çekilmek, kendini saklamak, kalbini, benliğini, hakikatini cömertçe başkalarına açmaktan kaçınmak bu yetersizlik hissinin bir göstergesidir. Güneşsel yaşam gücünün az aktığı durumlarda; depresyon, anksiyete, korku, özsevgi/özdeğer/özgüven eksikliği, motivasyon düşüklüğü, kronik yorgunluk, düşük enerji, eleştirellik, üstünlük algısı, kötü düşünceler, kabuslar, başkalarına muhtaçlık algısı ya da sömürülme korkusu sebebiyle başkalarından uzaklaşmak, cimrilik görülebilir.
Tüm bu durumların tek bir ilacı vardır; o da Aslandır.
Aslan’ın ışığını taşıyan insanlarla bulunmak bile başlı başına bu konular için ilaç gibi gelir insana.
Kendi içinizdeki Aslan’la tanışın. Aslan burcu kişileri gözlemleyin ve onlardan öğrenin.
Kalbinizin yolundan gitmek için kendinize izin verin.
Hem kendinize hem diğerlerine aynı anda cömert olabilmenin nasıl bir his olduğunu bilmek için “Evet” deyin.
.
Işık olsun. ✨