Yengeç Dolunayı (2022)

Herkese merhaba,

18.01.2022 İstanbul saatiyle 02:48’de Yengeç burcunda bir Dolunay gerçekleşti.

Bu oldukça önemli bir Dolunay, destekleyici tüm enerjilerin eşliğinde bilinç-altımızı üstüne getirebiliriz. Korkuları, bağımlılıkları, kıskançlıkları, nefreti, kontrolü bırakma vakti ve bırakmayıp negatif karmaları ile rahat olanlar için çok kolay geçmeyecek bir zamandayız.

Bize ve/veya başkasına (ki ikisi aynı şey) zarar veren Gölge yönlerimiz, alışkanlıklarımız ben buradayım diyebilir, demiş bile olabilir.

Bu süreçte mutlaka hatırlanmalıdır ki, düşündüğümüz, hissettiğimiz veya fiziksel alanda yapmış olduğumuz her şey; dünyada yankılanır.

Toksik ilişkiler ve bilhassa da Eril enerjinin toksik/yaralı dışa vurumları kendisini bu dönemde çok daha fazla göstererek şifayı arayabilecektir. Tüm sorunlar şifasıyla beraber gelir, o yüzden endişelenmeyin. Düalite dünyasının belki de en olumlu yanı budur. Her şey zıttıyla beraber yaratılmıştır. Aynı göksel haritayı olumlu yaşayabileceğimiz gibi, olumsuz da yaşayabiliriz. Hangisini yaşadığımız bize, bilinçli seçimimize bağlıdır.

Bilinçli olmak, her seferinde yapabildiğin kadarını yapmakla başlar. Hiç kimse birden bire sorunlarını çözmez ama tabi öyle görünüyor olabilir. Her an fark etsek de etmesek de birçok “veri”yi işleriz ve bilinç süzgecimizin arka planından geçen bu veriler, adım adım bir şeylerin bizde oturmasını sağlarlar. Bu süzgeçten geçen verilerin ne kadar sürede bizde oturduğu Bilinç düzeyimize bağlı olarak değişir. Kendisini farklı seçimlere kapatan ama değişmek isteyen insanların bu günlerde ilk olarak duvarlarını yıkması gerekecektir. Alanı açık, yargısız insanlar ise ihtiyaç duydukları alanı daha erken fark edecektir.

Ressam: TamberElla

Geçiş yapılması gereken “alanı” fark etmek değişimin ilk adımıdır. Bedeni, Egoyu buna ikna etmek ise bundan sonra Bilincin ne kadar kendisini eğittiğine, arka plandaki programlamayı değiştirecek donanıma ne kadar sahip olduğuna bağlıdır. Bu da genellikle birçok insan için rastgele gerçekleşen bir süreç olduğundan zaman alır, çünkü insanın kendi psikolojisine hakim olması ve kendi Bilincini yükseltmesi ciddi bir adanma ister.

Ama Kainat, soru soranı cevapsız bırakmaz. İhtiyaç duyulan farkındalık, bilgelik ve destek gücü en beklenmedik yerden karşısına çıkarılır. İnsanın o yüzden her şeyden önce öğrenmesi gereken şey kendi Kalbini dinlemektir. Ne yapacağını bilmese bile, cevabı aradığında ve kalbinin yönlendirmesine kulak astığında ona cevapları sunacak birisi veya bir şey karşısına çıkabilir.

Ve şu da bilinmelidir ki; Bütün bunlarla başa çıkarken asla yalnız değilsiniz. Siz, ruh ailenizle birlikte bu dünyaya gönderildiniz ve şayet Kalbinizi dinlemeyi bilirseniz, ruh ailenizi tanıyabilirsiniz. Onlar da sizinle, eş zamanlı olarak benzer deneyimlerden geçirilirler. Sizinle benzer şekilde “titreşirler”. Bu, düşük frekansta olanların düşük frekansı çekmesinden farklı bir şeydir. Bu deneyimler, manâ aleminde gerçekleşir. Kalbinizi dinlediğinizde, kalbinizin içinde yanan ateşi fark ettiğinizde, aslında ilahi bir varlık olduğunuzu hissedebildiğinizde, bu “titreşimin” bir tür imza olduğunu ve hayatınız boyunca mutlu/mutsuz her anınızda aynı kaldığını fark edebilirsiniz.

Aslında ruh ailenizin, fiziksel planda yüz yüze geldiğiniz kişiler olması bile gerekmez. Onları basitçe hissedersiniz. Orada olduklarını bilirsiniz. Yolculuğunuzda size rehberlik eden, kalbinizde yeri olan insanlar da ruh ailenizden olabilir. Muhtemelen, kalbinizin yönlendirdiği ve size iyi gelen herkes ruh ailenizdendir.

Şimdi neden bu konuyu açtığımı merak ediyor olabilirsiniz, aslında kurgulamadan kendisi gelmiş olsa da Yengeç burcunun aile temalarını kapsadığını ve bunun Plütonik bir Dolunay olduğunu dikkate aldığımızda bu günlerin odak noktasının kendi ruh ailemizi hatırlamak olduğunu söyleyebiliriz. (Bu Dolunayın yükseleni Akrep burcunda ve yanısıra da Plüto-Güneş Kavuşumu etkisi altında.)

Dönüşümü talep edin. Korkularınızın, konfor alanınızın, travma kökenli duvarlarınızın size hizmet etmediğini Bilinçli olarak kabul edin. Kalbinizi, bedeninizi, zihninizi değişime davet edin. İçte bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız, ilk önce dış dünyanızda bir şeyleri değiştirerek işe başlayın. Dışta bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız da, iç dünyanızda bir şeyleri değiştirerek işe başlayın. Çözümü soruna odaklanmak yerine, sorunun dışında kalan kısımlara odaklanarak arayın.

Çözümü, sonucu imgeleyerek arayın. Sorunu değil.

Kalbinizi ve ilahi rehberliğinizi önemseyin. Önemsemenizi kolaylaştıracak bütün uygulamaları da bu günlerde rutininize eklemeyi ihmal etmeyin. Çünkü siz kalbinizi önemsediğinizde, etrafınızda inşa ettiğiniz kabuğun yumuşamasını mümkün kılarsınız.

Ressam: Ctreuse109

İnsanı en çok yaralayan, sert bir kabuğun içine saklanmasıdır. O kabukla, kontrolü elinde tutmak için sürekli uğraşır ve akış, kendisi için en hayırlı olan yola rehberlik ederken, yol gösterirken o yolu umursamaz bile. Umursamadıkça, tıpkı şiddetli bir nehrin ortasında kalmış sert bir kaya gibi aşınmaya başlar. Onu doğru yere sevk edecek olan da nihayetinde bu aşınmadır. Aşındıkça, Bilinç seviyesinde fark edemediği ama bilinçaltında onu dürten ve irite eden duygular açığa çıkmaya başlar ve sonunda bulunduğu yeri sorgulamaya başlar. Aslında bunlara gerek yoktur, ama elbette herkesin özgür iradesi deneyimi nasıl yaşayacağını kendisi seçer. Nehrin akışına direnmeyip teslim olan bir yaprak mı, yoksa bir etrafına duvar örmüş, sertleşmiş bir kaya mı olacağı kişinin kendi tercihidir. Ama unutulmamalıdır ki, burada Nehir hiçbir kötü niyet gütmemektedir. Aşınma, nehre direnmenin doğal bir sonucudur. Ve Nehrin, en hayırlı ve kişinin mutluluğu için en doğru yol olduğunu da hatırlayalım. Evren bizi en ahenkli yola sevk eder ama bizim ruhsal gelişim düzeyimiz bunu nasıl deneyimlediğimizi belirler. Bizde direnç gösteren, kabuklar ören bir taraf varsa burası kuşkusuz aşınmamızı, yıpranmamızı sağlayacaktır.

Kendini-keşif yolculuğuna çıkan herkes, işte bu direnç noktalarını tespit etmeye adanır. Tamamen hafiflemek, tamamen direnci bırakmak ve akışla ahenk içine girmek ise Ermişlik mertebesine ulaşmış olmaktır. Bir insanın en büyük maksadı, bu dirençleri ve duvarları kırarak, Kainatı -kendi algılarının ötesine geçerek- Olduğu gibi deneyimleyebilir olmaktır.

Her şey Olduğu gibidir. Biz ne dersek diyelim.

Işık olsun.

Please follow and like us:

1 thought on “Yengeç Dolunayı (2022)

  1. zamanında gelen bir tanışıklık, elinize sağlık, sevgiler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Email ile Takipte Kalın
Instagram
WhatsApp
error: Content is protected !!
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close