Güneş-Neptün Karesi

Herkese merhaba 🙏

9 Aralık 2020 İstanbul saatiyle 22:40’da Güneş-Neptün karesi netleşiyor.

Eğer Neptünyen, empatik, enerjilere açık bir doğanız varsa bu etkiyi birkaç gündür halihazırda deneyimliyorsunuz. Çok kritik deneyimlere gebe olabilecek, muhteşem yerleşimlerden bir tanesi diyebilirim.

🎐Zamanın Ruhu:
Varoluşun sınırlarının şeffaflaşması, şu zamana kadar kurulmuş olan düzenin sorgulanması – şüphelerin baş göstermesi, hakikatin önündeki perdenin fark edilip onu kaldırmak için mücadele edilmesi, kendini kandırdığın şeylere uyanış, projeksiyonların haddine ulaşıp kırılma noktasına ulaşması, kendini üstün gören insanın hayal kırıklığı ve yüze çarpan gerçekler, gizli potansiyellerinin kendini göstermek için yarattığı krizler, egonun hükümsüzlüğü, saflığın getirdiği aldanma, aldanmanın getirdiği bilgelik, izolasyon, içe çekilme, inziva…

🔖Kritik:
Öncelikle, zaten günümüzde bu konu başlı başına önemli; Bugünlerde tahlil yaptırmak, kritik ameliyatlara girmek, yapılan bir teşhis üzerine tedaviye başlamak önerilmemektedir. Zira, sonuçların yanlış çıkması muhtemeldir, yanlış tedavinin uygulanma ihtimalinden kaçınmak için çok daha dikkat edilmelidir. Yanısıra, her türlü bulaşıcı hastalığa karşı ekstra önlem alınması gerekir. Kendinizi fiziksel ve ruhsal anlamda korumaya almanızın ekstra önemli olduğu birkaç güne giriyoruz. Sağlıkla ve kolaylıkla bu günleri atlatmayı hemen şimdi seçer misiniz?

📿Farkındalık:
Kendinizi en son ne zaman gözlemlediniz? Dışarıdan bir gözle, hiçbir yargıda bulunmadan, objektif bir şekilde ne zaman izlediniz? Zihniniz en son ne zaman sustu ve sadece doğanın telaşsız ritmine kulak verdi? Kendinizi en son ne zaman tam manasıyla güvende, bütünleşmiş, sağlam hissettiniz? Size tüm bunları hissetme ve deneyimleme olanaklarını sunan şey neydi ve şimdi bunu deneyimlemenize engel gördüğünüz şey nedir? Bu engeli aşmak için ilk adımı atsanız bu ne olurdu?

İnsan, sadece önünde ona serilenleri hakikat bilsin ve ona tapan bir varlık olsun diye dizayn edilmemiştir. Tam tersine, varoluşun katmanlarını birbirinden ayırıp sonra ondaki bütünlüğü görebilsin diye yetkilendirilmiştir. Bunu insandan başka bir canlı yapamaz. Ama bir hayvan gibi yaşamayı tercih ederse de bunda bir sorun yoktur, zira bu bir irade meselesidir ve ancak iradesinin yetkisini üstlenenler varoluşun illüzyonunu yıkıp geçebilirler. Bu illüzyon öyledir ki, yıkılana kadar varlığının farkında bile olunmaz. Fazlasıyla gerçek hissettirir. Yaşamdaki çoğu alışkanlığın ruha yaptığı gizli tesirleri sadece illüzyonun ötesine bakmayı seçenler görebilirler. Bu tesirleri görmek büyük oranda insanı özgürleştirse de başka bir tutsaklığın içine sürükler. Zira burası keşfedilmemiş bir arazi gibidir, nasıl tepki verilmesi gerektiği bilinmediğinde sonuç ondan kaçmaya çalışmak olabilir.

Bilinçaltı, insanın illüzyonun ötesine temas edebilmesini sağlayan mistik bağlantısıdır. Bunu hepimiz deneyimleriz. Rüyalar, bizi illüzyonun ötesine çıkaran otomatik bir mekanizmadır. Görülen sembolizmi çözümlemek kişiye özel olduğu için de herkesin kendisine has, gizli lisanını bulması önemlidir. Bu gizli lisanı bulabilmenin anahtarı, kendinle dürüst bir şekilde tanışmakta saklıdır. Kendinizi nasıl tanımladığınızı, hakikatte kim olduğunuzu, bu yaşamda kalbinizin çağrısı olan misyonunuzu iyi bilmelisiniz. Bunlar başlı başına size kendi içsel lisanınızı öğretecektir.

Bilinçaltı bizim kaotik, karanlık, dışarıya azar azar serpiştirdiğimiz, Yin/Dişil yanımızdır ve Neptün bu konuyla doğrudan ilgilenir. Bilinç ise, dışarıda apaçık görünen, aydınlık, dingin, anlık, Yang/Eril yanımızdır ve Güneş de bu konuyla ilgilenir.

Bu göksel yerleşim, doğrudan Eril-Dişil dengesinin önemine parmak basar. Ama biz bunu (bilinçaltının, illüzyonun ötesine geçmediysek) sadece Bilinç seviyesinde gözlemlediğimiz için sanki daha çok Eril enerjimizde sorun varmış gibi hissederiz ve dikkatimizi buraya verdikçe gerçekten de Eril enerjideki sorunlar baskın çıkmaya başlar. Polarite arasındaki uçurum büyür.

Polariteyi tekrar doğrultmak bu günlerde ekstra önemlidir, zira bu yerleşim normalde çözülmesi daha zor, kronikleşmiş olan bu konuya has (zorlukların içinde) kolaylıklar sağlamaktadır.


Her zaman, öncelikle bilincin dinginleşmesini sağlamak bilinçaltına ulaşmayı kolaylaştırır. Dolayısıyla, bizim de ilk önce Eril yanımızı şifalandırmak için harekete geçmemiz önemlidir.

Kendimize soralım:
“Ben kimim?”
“Bu Dünya’daki varoluş maksadım ne?”
“Beni bu hayatta güçlü hissettiren şeyler neler?”
“Kendimi güvende hissettiğim alan neresi ya da bu alanı inşa edebilmem için neler mümkün?”
“Yaşamın bana fırsatlarını sunması için gereken alanı açıyor muyum, izin veriyor muyum?”
“Fiziksel bedenimi onurlandırıyor muyum? Onun dinlenmesini, şarj olmasını sağlıyor muyum?”
“Bana sunulan kaynakları cömertçe almaya ve paylaşmaya gönüllü müyüm?”

Görünüre dair soruları görünmeyen benliğinize sorarak hakikatinizi kendinize deşifre edin hadi şimdi.
*******
Şayet astrolojik haritanızı, aile hikayenizi ve de enerjisel kimliğinizi dikkate alarak Eril-Dişil dengenizi keşfetmek; partnerinizle ilişkinizdeki sorunlara farklı bir perspektiften çözüm bulmak isterseniz de benimle iletişime geçebilirsiniz.
*******
Işık olsun. ✨

Please follow and like us:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Email ile Takipte Kalın
Instagram
WhatsApp
error: Content is protected !!
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close