Jüpiter & Neptün | 166 Yıllık Balık Döngüsü

12 Nisan 2022 insanlık tarihi için bir dönüm noktası olabilir mi?

Herkese merhaba 🙏

12 Nisan 2022 17:42’de Balık burcundaki Jüpiter-Neptün Kavuşumu netleşti.

12 yılda bir bu ikilinin kavuştuğunu biliyor olsak da, bunun Balık burcunda olması koca bir 166 yıl gerektiriyor. Yani, bir önceki 166 yıl evvel 1856‘da gerçekleşti, bir sonraki 166 ise 2188 yılında gerçekleşecek.

Bu gibi büyük, nadide kavuşumlar Kolektif üzerinde özel döngülerin, dönüşümlerin başlangıcını işaret eder. Bu da demektir ki, 12 Nisan itibariyle kolektif olarak yeni bir döngüye giriyoruz. Zaten insanlığın yükselişi için oldukça dönüm noktası olabilecek bir zamanda yaşıyorken, tam da bu geçiş anına şahitlik etmemizin ne kadar kutlu bir hadise olduğunu siz tahmin edin.

Ressam: Aronvisuals

An itibariyle buna şahitlik eden tüm ruhlar, bedenlerinde bu değişimin tohumlarının atıldığını hissedebilir. Zira beden, bir ruhun dönüşüm sürecine en yüksek reaksiyon gösteren veçhesidir. Beden, daha yoğun bir yapı olduğu için böylesi güçlü dönüşüm anlarında yüksek hislerle çarpışabilir. Buna ekstra stres, anksiyete, heyecan, coşku dahil olabileceği gibi bir seviyede açılmış olanlar için de ilahi mest hali, kendinle ve geçmişle helalleşme, hakikat karşısında hayret ve hayranlık hissetme görülebilir.

Hakikat, şimdi çok daha yüksek oktavda kendisini haykırıyor. Ve ona kendimizi açtığımızda, kendisini tüm güzelliğiyle gösteriyor. Dolayısıyla bu, Kainatın Büyük Sistemi‘ne şahitlik etmemiz için eşsiz bir fırsattır. Küçük beşeri hallerin ötesindeki Büyük Hakikati incelemek için…

İki gezegenin de Balık burcunun yöneticisi olduğunu biliyoruz, öyleyse iki gezegenin de aynı anda burada bulunması çok sihirli bir hadise diyebiliriz. Ki Neptün, bizlere sihri, sanatı, hayal aleminin kapılarını açarken, Jüpiter de bunun daha felsefik, bilgelik içeren tarafını açıyor. Öyleyse, bu zaman, büyük içsel farkındalıklara, uyanışlara gebe olabilecek bir desteği müjdeliyor.

Kolektifin bu alanları bilhassa da Balık temalarında keşfetmesi için alan açılıyor. Yaratıcılığa dair, sanata, sinemaya dair yeni bir uyanış yaşanabilir. Muhtemelen de fantastik, felsefik, psikolojik olarak derinleşerek izleyenlere ilham olacak önemli yapımlar görebiliriz.

Araştırmalarıma göre, modern fantastik literatürün başlangıcı 1858‘de çıkan (Balık burcundaki Jüpiter-Neptün Kavuşumundan 2 sene sonra) İskoç yazar George McDonald‘ın The Princess and the Goblin ve Phantastes kitapları olmuş. (Fantastik edebiyata nasıl doğrudan etki ettiiğini buradan anlayabiliriz. )

Ruhsal öğretiler hususunda insanların çok daha bilinçli hale geldiklerine şahitlik edebiliriz. Maneviyatın ve dinin daha derin, yüksek titreşimli, yapıcı veçhelerini konuşmak daha kolay olabilir. Toplumun daha Yin (Dişil) veçhelerden ilhamla yeniden inşasına başlayabiliriz. Adalet ve Din sisteminde daha yapıcı, kapsayıcı dönüşümler gerçekleşebilir. Bilinçlerin aydınlanması ile toplum, Yaratıcının cezalandırıcı veya taleplere kayıtsız olduğu düşüncesinden tam olarak özgürleşebilir ve yerine O’nun fırsat veren, merhamet eden, seven veçheleriyle tanışabilir.

Bu kuşkusuz toplumsal olarak yargısız bir anlayışı öncelik gördüğümüz bir yaşam şeklini açığa çıkaracaktır. Azınlıkların, farklı inanç ve yönelimle yaşayan insanların kabul içinde kendileri olmaları, kendi kültür ve alışkanlıklarını özgürce ifade edebilmeleri için önce, dünya çapında yargısızlık alanına geçilmesi gerekir. Dünya tam da bir önceki Balık burcundaki Jüpiter-Neptün Kavuşumu (1856) itibariyle bunun için ciddi adımlar atmıştır ve muhtemelen bu sefer konunun üstüne yükselmeye başaracaktır.

1857 yılında, Avrupa’da İngiltere‘den sonra köleliği ilk kaldıran Osmanlı İmparatorluğudur. 1859 yılında ABD‘nin Virginia eyaletinde köleliğin kaldırılması için John Brown önderliğinde bir başkaldırı başladı ve 1861 ile 1865 yıllarını kapsayan iç savaş sona erdikten sonra tüzel olarak kölelik kaldırıldı. [Wikipedi]

Anlaşılacağı üzere bu kavuşum, Adalet ve Etik alanlarında ciddi bir dönüm noktasıdır. Başlattığı güçlü empati akımı sayesinde hümanist yaklaşımlar çok daha güçlü bir duruş sergileyebilmektedir. Bu muazzam hümanizm enerjisinin en hayırlı şekilde aktive olması için de şüphesiz buna kanal olacak insanlara ihtiyaç vardır ve zaman içinde onlar kendilerini toplumdaki misyonları ile göstereceklerdir. Gerek politik gerek öğretici konumunda olsunlar, onlar sayesinde çok daha insancıl bir dünya inşa olacaktır.

Zamanın ruhu, dünyayı daha barışçıl bir alana taşımak için zemin hazırlıyor. İlk başlarda kusurlar kendilerini daha çok belli etse de şüphesiz bu sayede çözüm için gereken adıma cesaret edilecektir.

Yanısıra, bu kavuşumun Türkiye’ye olumlu bir temâsı var ve bu da adalet, yüksek eğitim sisteminde, din işlerinde bazı şeylerin iyi şekilde dönüşümüne delâlet olabilir. Halk için ise hümanizmin, yardımlaşmanın, manevi değerlerin güçlenerek çok daha optimist bir alana girmemiz demek olabilir. Spiritüel öğretiler açısından ülkemiz önemli bir yere konumlanabilir ve bu öğretilerin, manevi pratiklerin ülkemizde çok tesirli oluşunun, kolektifin yükselişinde çok önemli bir payı olabilir.

Bazı kaynaklar Anadolu‘yu Dünya’nın 3. gözü olarak tanımlar ve burada bedenlenen ruhlar çok kuvvetli dönüştürücü, psişik veçhelerle doğarlar ama zaman içinde topluma korku salınması nedeniyle insanları mistik yönlerini unutmuş ve temas edebilecekleri daha derin veçhelerinden kopmuştur. İşte şimdi, Anadolu insanının kendi potansiyelini hatırlaması, neden burada olduğunu anlayarak gücünü kuşanması için özel bir andır.

Elbette her hümanitaryen dönüşüm sürecinde olduğu gibi bu kolektifin mücadelesini isteyebilecektir. Zira bilinç dönüşümleri, tüm “bedenin” bu yeni bilgiyi kabullenmesi sürecine ihtiyaç duyar ve bu süreçte beden hasta görünebilir. Dünya üzerinde ne olursa olsun, bunun dönüşüme hizmet ettiğinin farkındalığı ile reaksiyon gösterilmeli ve korku frekansına düşülmemelidir.

Balık burcundaki Jüpiter-Neptün Kavuşumu, bireysel açıdan, kendimizi sorgulama vaktidir. Yaşam felsefemizin bilincimiz ve tekamülümüzün yükselişine hizmet edip etmediğini düşünmek ve gerekiyorsa yeniye geçmek için 15 Mayıs‘a dek açık kalacak olan bu sihirli kapıyı kullanalım.

Ressam: Mondoart

Bu dönem bilhassa meditasyon pratikleri, manevi ilimlerde derinleşme, Astroloji, Reiki üzerine destek veya bilgi edinmek için önemli bir alan tanıyor. Eğer bu konularda kendinizi geliştirmek ya da terapi almak aklınızda ise bu 1 aylık süreci iyi değerlendirmenizde yarar var. Şimdi bu alanda atılan bir adım, güçlü etkiler yaratabilme potansiyeline sahip.

Yani, bu sihirli göksel aktivasyonun bizlere getirdiği en temel şey; Şifa. Kalbimizdeki, ruhumuzdaki yaralarımızı daha yakından tanıyıp, acımızı anlayıp, çare için kalbimizi Kainata açıp onun bize ihtiyacımız olan rehberi, şifacıyı göndermesine alan tutmak, başkalarının acısına alan tutmak, geçmişi ve bize acı vermiş her şeyi affetmek ve böylelikle bizi önceden düşürmüş şeylerin üstüne yükselmek; bu zamanın enerjisini en verimli şekilde kullanarak Bilincin üst titreşimlerine ulaşmamızı sağlayabilir. 💛

Öyleyse arayın, sevgili güzeller. Kalbinizin hep çağırdığı şeyi arayın, onun peşinden gitmek için İlahi destekten yararlanın. Ancak arayan bulur, der büyükler. Ve gerçek arayış, öyle avare şekilde ortaklıkta dolanıp durmak değildir. Gerçek arayış, kalbin o arzuyla yanıp tutuşmasıdır. Onun kendine ait olduğunu çoktan farkına varmak ve o yolun yolcusu olup yoğurulmaktır. Yoğurulan kalp, kolay şekil alır ve ulaşmak istenenin kendinde olduğunu bilerek aradığına dönüştüğünde yolculuğunun nihayetine varır.

Hakkıyla aramak için biraz romantik olmak şarttır. Hayalinin imgesini en güzel formuyla kalbinde tutarak, onun peşinde dolanmak, onun da seni sevdiğine, seni aradığına tüm kalbinle inanmak aşığın yoludur.

Susuzlar alemde su ararlar, fakat su da onları cihanda arar. – Mevlana

Bu yol aşığın yoludur ve tam da bu nedenle yavaşça ve incelikle ele alınması gerekir. Tıpkı beyaz atlı bir prens gibi. At, gücü, iradeyi, ilerlemeyi ifade ederken; beyaz, saf niyeti, iyi kalpliliği –kalpte herhangi bir olumsuz düşünce barındırmamayı- temsil eder. İşte bu nedenle sihirlidir. Kalbin safi şekilde inançlı olması, onun İlahi akışın içinde ilerlemesini sağlar. Gerçek inanan olmak böyledir. Hiçbir şüpheye yer bırakmadan inanmaktır.

Gerçekten arzu ettiğine kavuşacağına inanmadan bir insan, hayallerini gerçeğe çevirecek cesareti kendinde bulamaz. İşte bu yüzden, onun hayalperest olması gerekir. Hayal aleminin yaratıcı potansiyelini tüm veçheleriyle kullanabilmesi gerekir.

Balık romantikliği işte böyle bir şeydir ve bu zamanın sihrini ortaya çıkaracak yegane şey de bu bilinçtir.

İçinizdeki Romantik ve Hayalperest Balık nerede ve ne şekilde ifade edilmeyi bekliyor? Haritanızda Balık burcu nerede konumlanıyor? Bu zamanın sihrini elinize almanız için teslim almanız gereken veçheniz belki de budur;

Yükselen Koç; 12. evde. Manevi yönünü geliştirmeyi arzuluyor, Kendi içindeki sihri, hakiki inancı bularak harekete geçmek istiyor. Balık burcunun yönettiği evin de 12. ev olduğunun farkındalığıyla, bu sihirli dönemde en çok desteği/itici gücü hissedenin Yükselen Koç olduğunu düşünebiliriz. Koçlar için ekstra Balık etkili bir aktivasyon gerçekleşmekte. Spiritüel doğayla yakınlaşmak, bilgelik doğasına kucak açmak, sezgileri dinlemek, Ben demeyi ve sınır koymayı öğrenmek, muhtaçlara yardım için kimlik kazanmak, aradığına ulaşmak için daha ruhani metotlar ile kendini yola koymak, kişisel gelişim, meditasyon, rüyaya yatmak gibi yollarla buluşulabilir.

Yükselen Boğa: 11. evde. Hayalini kurduğu şey, toplumla daha derin bağlar kurmak. Kolektife hizmet edebilmek. İdealize ettiği, daha yaratıcı değerlere hizmet eden, denizle, maneviyatla, felsefeyle, hümanist konularla ilgilenen insanlarla beraberlik kurmak, doğru ilişkiler edinmek için sezgileri dinlemek, telepatik doğasını onurlandırmak, bu kavuşumun sihrini açığa çıkarabilir.

Yükselen İkizler: 10. evde. Sosyal itibar kazanmak hep arzuladığı şey ve bu zamanın getireceği en özel şey, şüphesiz bunu kazanmak için ihtiyacı olan berraklık ve içsel irade. Tekrar o aşkı içinde hissederek kariyerinde ilerlemek için harekete geçmeli. Bu dünyada hatırlanmak, görünür olmak, yaptığı şeyle damgasını koyarak ölümsüzleşmek onun hayali ve şimdi şans ondan yana. Manevi pratiklerin yapıldığı, öğretilerin konuşulduğu, sanatta derinleşildiği gruplarda, sınıflarda bulunmak bu dönemin aydınlatıcı şifasını almaya yardımcı olacaktır.

Yükselen Yengeç: 9. evde. Yüksek farkındalığa ulaşmak, bunu paylaşmak, felsefi ve akademik öğretilerde gelişmek, kültürler arası elçi olmak, kolektifin yükselişi için şefkatli bir araca dönüşmek, bir keşiş, aziz misali insanların kalbine dokunarak yatıştırmak, daha önce söylenmemişi söylemek için ilahi ilhamlara başvurmak içten içe arzu ettiği ve yapabileceği şey. Deniz kenarı yerlere, ruhani merkezlere seyahat etmek, manevi ilimler üzerine eğitim görmek, belli bir öğretinin/öğretmenin izinden gitmek bu zaman diliminde aydınlatıcı ve uyandırıcı bir etkiye sahip olabilir.

Yükselen Aslan: 8. evde. içsel dönüşüme davet ediliyor. Bir Aslan’ın en temel arzusu, kendisini anlamak ve kendi sırlarını keşfederek çok daha kolay bir şekilde özünü ortaya koymak. Kendisini anlayan, başkalarını da kolay anlayabilir. Böylelikle, hem kendi karanlığına hem de başkalarının karanlığına şefkatle temas edebilir. Travma konusuna eğilmek, gölge çalışmaları yapmak, korkulu hayallerini aşmayı öğrenmek, parasal konularda sezgilere güvenmek ve sağlam temelle hareket etmek önemsenmeli. Psikoloji, kolektif bilinçdışı, mistisizm, ökültizm, şamanizm, cinsel enerji -tantra-, ölüm ötesi gibi konularda derinleşmek aydınlatıcı etkiye sahiptir.

Yükselen Başak: 7. evde. İlişkilerde ruhani bağlar kurabilmek, kalbe dokunabilmek Başak’ın bu dönemde takip edeceği, Kainattan talep edeceği hayali. Onun romantikliği, gerçekten sevdiği insanların kalbine dokunabilmek ile ilgili. Bunun için elbette önce kendi kalbine, ruhuna ulaşması gerekiyor. Aslında başından beri hayalini kurduğu şey, kendi kendini kusursuz, sihirli bir şekilde sevebilir olmak. O kendi sihrini, maharetini, gücünü fark ettiğinde başkaları da onu fark ederek içindeki sihri onurlandıracaktır ve buna layık bir ilgiyle ilişkiyi taçlandıracaktır.

Yükselen Terazi: 6. evde. Başkalarının duygularına, ihtiyaçlarına aşırı hassasiyet, başkalarının hayatını güzelleştirme, iyileştirme arzusunu doğurur. Alternatif bilhassa da ruhsal şifa yöntemlerinde ustalaşmak, bitkilerin şifasını paylaşmak yolun kendisi olabilir. Bu dönemde duygusal integrasyon/sindirme yoluyla travma şifasına odaklanmak, bedenle barışmak, belirgin psikolojik konuları çözmek, bağışıklık sistemini güçlendirmeye odaklanmak, kendine zaman ayırmak -özel ilgiyi kabul etmek, almayı, Yin olmayı kabul etmek– süreçten en iyi faydayı edinmeye yardımcı olacaktır.

Yükselen Akrep: 5. evde. Bu süreç kendisinin bile habersiz olduğu yeteneklerin farkına varmayı getirebilir. Sevgiye inancını arttırmak, sevgiye, maneviyata olan merakı sanat yoluyla ifade etmek, sihirli/ruhani bir yaratıcılık sergilemek, yaratıcılığı ve sanatı yoluyla bu dünyanın tekamülüne katkı sağlamak, çocuklara oyun ile öğretebilmek, büyüleyici bir aşık olmak Akrep’in kalbindeki arzudur ve bu zamanda bu konulara odaklanmak yardımcı olacaktır.

Yükselen Yay: 4. evde. Hayalperest doğası yaşam alanında ifade buluyor. Dolayısıyla bir Yay’ın en temel arzusu, kendisini ait ve güvende hissettiği, herkesle uyumlu olduğu, ahengin ve huzurun hakim olduğu, Matrix’in dışında hissettiren bir yerde yaşayabilmek denilebilir. Başkalarına evini açmak, insanlara konforlu, özgür ve keyifli bir alan tutmak, insanları bir araya getir(ebil)mek, atalar şifası çalışmak, aile üyeleri/ev arkadaşları veya topluluk üyeleri ile arada ahengi sağlamak, inzivaya çekilmek ve maneviyatı tefekkür etmek bu zamanın dönüşüm getiren pratikleri olabilir.

Yükselen Oğlak: 3. evde. Hayali evrenler, dünyalar inşa edebilmek, kitap veya bir hikaye yazarak onun gerçekteki varlığını tahayyül edebilmek, hayallerini bu dünyaya indirebilmek, güzel düşünülmüş ve doğru yerde doğru şekilde konuşmak, sosyal kuralları hissettiği şekilde kendine göre koymak arzusudur. Yaratıcı yazarlık pratikleri yapmak, rüyalar üzerine derinleşmek, hayal gücü ile zekayı birlikte gerektiren işler yapmak, iyiyi ve hakikatin sözcüsü olacak çalışmalar -habercilik, ışık işçiliği, gönüllülük gibi-, bu zamanın desteğini almak için yardımcı olabilir.

Yükselen Kova: 2. evde. Manevi değerlere ağırlık vermek, paranın ikinci planda kaldığı içsel değerlerin çok daha ön planda olduğu bir hayat yaşamak, kolektifin en yüksek hayrına olacak bir hayat yaşamak, insanların ruhuna dokunarak ve onları kalplerine yakınlaştırırken para kazanabilmek -şifacılık ve sanat gibi-, özgürce cömert olabilmek, insanlara/hayvanlara yardım edebilmek ve onların sevgisini kazanabilmek, yaşam amaçlarını bulup faydalı olabilmek en büyük arzusudur. Değerler üzerine sezgilere kulak vermeyi öğrenmek, verebilecek güce erişmek için alabilmeyi öğrenmek, maddi dünya ile dengeyi sağlamayı öğrenmek, sanat, oyunculuk veya denizcilik üzerine kendini eğitmek/eğitim görmek, manevi görüşlerine sadık kalabilmek bu zamanda ekstra yardımcı olabilir.

Yükselen Balık: 1. evde. Manevi değerlerin görünen yüzü olmak, öğretilerin savunucusu ve kuşanıcısı olmak, kendini maneviyatla tanımlamak, kolektifin faydası olacak davaları savunmak, büyük resme odaklanarak yaşamak, hayal alemini görünür kılmak, yaşamı mümkün olan en romantik şekilde yaşamak, bilgeliklerini paylaşmak arzu ettiğidir. Hayalleri dünyada görünür kılmak için harekete geçmek, sezgilere güvenmek, dünyanın bilgeliğinden yararlandığı bir yaşam rotası çizmek, sanat ve gönüllülük organizasyonlarını yönetmek üzerine eğilirse bu enerjiyi en etkili şekilde kullanabilir.

(Bu yorumlar her zaman içindir ve şimdi dikkati buraya çekmek şifası için elzemdir)

İnsanlık Sevgisi Kristali

Tüm bu konuların hayatımıza nüfus etmesi elbette yük halini almadan farkındalıkla ele alınmalıdır. Bazı şeyler yapılmasa bile barışık olunmalıdır. Kendi kalbimizin arzusuyla ve bize önerilen yol ile barışmak için Suyun Şifasını kullanabiliriz. Suyu ilgili yapıcı konu ile kodlayarak (ister sözle, ister görselle, ister bir dua yüklemesi ile) tükettiğimizde o bilgi ve konu ile barışmamız kolaylaşacaktır. 🌸

Suyun şifalı gücü bu günlerde çok daha tesirli olabilir, malum Neptün “deniz tanrısı” olarak bilinir ve suyla ilgili konuları yönetir, Jüpiter ise basitçe dokunduğu yerin etkisini arttırır. Bir nevi, bu zamanda suya yapacağımız niyetlerin etkisi çok daha artabilir.

Bu günlerde bolca su içmeyi ve bu suya güzel niyetler, sözler ve görseller ile yüklemeyi öneririm. (Görseli, fotoğrafı 30 saniye kadar göstermeniz yeterli.)

Basitçe, içtiğiniz suya “Teşekkür ederim. Seni seviyorum ve varlığına şükran duyuyorum.” diyebilirsiniz.

(Masaru Emoto‘nun Suyun Gizli Mesajı kitabını lütfen okuyun.)

Bu özel yaşam serüvenini en sihirli ve keyifli hale getirmek için, kendi içimizdeki çağrıya sadakat geliştirmek bizden istenen en temel şeydir.

Bilmenin ötesine geçip, sihrini kuşananlardan olmamız dileğiyle.

Işık olsun.

Ben kendi toprağımın kralıyım,
Toz fırtınalarıyla yüzleşirken, sonuna kadar savaşacağım.
Hayallerimin yaratıkları, kalkın ve benimle dans edin.
Şimdi ve sonsuza dek,
Kralınız benim.
...
I'm the king of my own land
Facing tempests of dust, I'll fight until the end
Creatures of my dreams, raise up and dance with me
Now and forever
I'm your king
Please follow and like us:

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Email ile Takipte Kalın
Instagram
WhatsApp
error: Content is protected !!
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close